27 Şubat 2010

Kalbini mi kırdım, afedersin..

Bu haberi okurken yanıbaşımda zaplanan televizyonda büyük usta Hande Yener'in o unutulmaz eserinin bu kısmını duymak değişik bir tesadüftü. Hangi haber diyeceksiniz normal olarak, içinizden elbette, yoksa bilgisayar ekranı önünde girişeceğiniz bir monolog, yanıbaşınızdakilerin önyargı hormonlarını tetikleyebilir.

Olay, İngiltere'nin ve belki de dünyanın en büyük tabloid gazetelerinden biri olan Sun'ın Kazım'dan dilediği özür. Sun diyor ki, "Biz senin seks skandalı yüzünden gönderildiğine dair balıklama bir haber yaptık birader, ajansların (kaynağı Türkiye olan) yalancısı olarak. Böyle değilmiş, özür dileriz."

Kazım, dünyanın ilk genç, yetenekli ama displinsiz sporcusu değildi. İstanbul ghetto'larından çıkan, türkücüsünden başbakanına ünlüleri kanka yapanlar, Londra ghetto'sundan gelene tahammül edemedi. Attığı manşetler ve yaptığı haberlerle, bizim basına "Küstah İngilizler" kalıbının yerleşmesinde büyük emeği olan Sun gibi bir tabloid'in bu özürünü farklı bir şekilde ele almak gerek. Keza, Sun ne kadar tabloid bir gazete olsa da, bunun farkındalar ve herhangi bir ciddiyet iddiaları yok. Bu ve buna benzer süreçleri, Sun'dan çok daha edepsiz yöneten yerli mallarının sloganlarını veya iddialarını gözden geçirin bir de, hiçbiri ilkeli, ciddi ve dürüst haberciliğin kitabını yazmış olmaktan aşağı methiyeyi bile kabul etmez. Bu durumda benzer bir özürün haberin çıkış kaynağı olan yakın coğrafyadan çıkması sürpriz olur bu noktadan sonra, Kazım'ın otel odasında kelepçeli seks pozisyonları, oynamadığı maçları satışını, oradaymış gibi yapılmış haberleridir insanların akıllarında kalan ve bunun yalan olduğu ortaya çıkmış veya çıkacak olma ihtimali ilkeli, ciddi, dürüst ve youtube haberciliğimizi ne utandıracak, ne de sıkacaktır.

Seksi fotoğrafları için tıklayacaklar ve geçeceklerdir.

Edit: Eser Demet Akalın'a aitmiş, kendisinden özür dilerim.

18 Şubat 2010

17. Batug.com Basketbol Günleri

 

Neyzen Meyhane / Antalya