24 Kasım 2009

Cemalgate'e devam

Dün Tufan Ersöz'ü izledim Ntvspor'da. Formasına sahip çıkmadığı için 4 ay ceza yiyen Tufan'ı. Olaydaki en pişmiş tavuğun kendisi olduğunun farkında. Bana göre de öyle.

Kulüp sporculuğu deneyimini yaşayan varsa, şimdi söyleyeceklerimi daha iyi anlayacaktır. Antrenör, her dediğini yaptığınız bir abi/baba figürüdür. Yapmak zorundasınızdır çünkü her yol antrenörde biter, oynamak istiyorsanız iyi geçinmelisinizdir. Tersine giderseniz, hayatınızı zindana çevirir. Kısacası onun olduğu takımda barınamazsınız. Her oyuncu oynamak ister, kimse kenarda oturmaktan hoşlanmaz, bu yüzden normal hayatta hiçbir lafını adam yerine koymayacağınız adamları göstermelik de olsa sayar, köprü üzerinde ayı-dayı ilişkisini birçok kere yaşarsınız, yaşadım.

Bu yüzden Cemal'i ve özellikle Tufan'ı biraz anlayabiliyorum. O gün soyunma odasında hocalarına ve idarecilerine, "Ne diyorsunuz, kafanız mı güzel? Cezalı oyuncu oynarsa daha büyük ceza gelir." diyebilirlerdi. Bunu bilmek için Levent Bıçakçı olmaya gerek yok. Ama çekindiler, çünkü sezon başıydı ve antrenörlerine ters gitselerdi, yukarıda bahsettiğim şeyler yaşayabilirlerdi. Kabul edelim, Türk basketbol altyapısı bu tip ilişkilere dayalı, profesyonel beylik yorumlar yapmadan önce.

Öte yandan göze çarpan bir çelişki var bu noktada. Tufan, bu olayda bana en sempatik gelen adam ama röportajında kendi cümleleriyle, "Formamın kullanılıdığı hakkında haberim ve onayım olmadı." diyor Tufan. Belki de işten tamamen sıyrılmaya çalışıyor ama bugün Habertürk'teki Nalga röportajıyla çelişiyor bu lafı.

"Soyunma odasında konunun ciddiyetinin farkında değildik. Takım arkadaşlarımla olay üzerine türlü türlü espriler yaptık. Ben Tufan’a oranla çok daha uzun ve iri olduğum için ‘O forma sana küçük gelmez mi? Üzerinde nasıl duracak?” diye takıldılar. Formanın asli sahibi Tufan’ın tepkisi ise ‘Oğlum sakın diskalifiye olup beni de yakma’ oldu."

Birinizde bir hata var beyler.

Futbol medyasına göre Adnan Polat'a yapılan bir sabotaj bu. Ne alaka? Bir spor kulübü başkanı kulübün her branşında, her köşesinde olan bitenden haberdar olabilir mi? Yöneticiler bu yüzden yok mu? Ceza alan ve kovulan bunca liseli adam, Adnan Polat'a ibnelik olsun diye kişisel saygınlıklarını da bir kenara itip, Galatasaraylılıktan nasiplerini almadıkları söylenen bir bildiriyle kovulmaya razı olup, böyle bir komplo teorisine mi katıldılar yani? Olay işgüzarlık işte, ülkenin her alanına sirayet etmiş alicengizcilikten başka birşey değil.

Ve hala federasyon konusunu kimse konuşmuyor. Skandalın önde gideni federasyonda asıl. Dünyanın neresinde hazırlık maçında çekilen bir cezai yaptırım var. Zaten Fenerbahçe'yle de içli dışlılar, Galatasaray'ı karşılarına almamak için cülus gibi birşey bu. Yani federasyon, notlar açık sınava sokuyor Galatasaray'ı, onlar da kopyadan yakalanıyor. Bu kadar da değil, Oyak Renault bu işe itiraz ediyor haklı olarak, ama federasyon itirazı kabul etmiyor. Çünkü bu ülkedeki birçok kuruluş gibi onlar da işlerini baştan savma yapan adamlarla dolu, bakıyor esame listesine ve ceza çekilmiş diyor. Google'dan ortaya çıkıyor hem Galatasaray'ın hem de federasyonun rezilliği.

Batuğ abi hatırlattı son entry'den sonra, basketbol liginde sahaya girip oyuncuya saldırmanın cezasını da resmi olarak 5 maçtan 4 maça indirdi Te-Be-Fe.

Her trafiğe takıldığımızda, her saçma bir uygulama gördüğünde, "Ulan, yaşanmaz bu ülkede!" der kadim dostum Feko. Bu noktada ondan alıntı yapmak istedim, tam ona göre bir an.

Bu arada haber sahibi Gökhan Türe de, cehaleti her halinden belli bu çocuğa, bu pozu verdirterek iyice rezil ettiği için sevinçli midir bilmiyorum ama son Eurobasket'in bile şikeli olduğunu yazdığında veya yüzme işine girdiğinde de ciddiye almamıştık onu zaten.

Hiç yorum yok: