Ivanovic - Dulko, Dementieva - Henin'dan sonra turnuvanın en iyi maçıydı şu ana dek. Dulko'nun formsuz favorilere karşı her zaman barındırdığı sürpriz potansiyelini bir kenara koyarsak, iki hanımefendinin arasında bundan biraz daha fazlası vardı. O da, İspanyol Fernando Verdasco. Nando, geçen sene bu zamanlar Ana'yla çıkmaya başlamıştı ve ilk GS'leri olan Ao 09'da, Ana 3. turda elenirken, Verdasco turnuvanın en büyük sürprizini yapıp yarı final oynamış, şampiyon Nadal'a da seyir zevki hayli yüksek, epik bir 5 setlik maçla yenilmişti. Tabi bu bir detay, çiftler terapisi yapmayı planlamıyorum elbette ama Ivanovic'in kısa süreli başarıyı yakaladıktan sonraki düşüşü hala devam ediyor. 2009'da tek bir turnuva bile kazanamadı. Dulko'nun Verdasco ilişkisi daha da önceye dayanıyor ve aynı kişiyle farklı zamanlarda ama aynı ortamda beraber olmuş her insan gibi, bu ikisinin de birbirinden çok hoşlandığını zannetmiyordum, bu yüzden de maçı merakla bekledim. Bu arada söylememek olmaz, çizgi hakemleri çok kötü geldiler bana bu maçta, ya da ben o saatte abarttım ama bayağı kritik karar çıktı gibi.
2. turda Jankovic'e direnemeyen bayanlar kurasındaki tek Britanya doğumlu oyuncu, Katie O'Brien, kendisine olan sempatimizi allak bullak etti, "Made a quick dash to the shops this morning. Got myself not 1, but 2 pairs of Ugg boots. What a result!" Bu kafayla senin iş zor Katie.
10 senelik veteranlardan, 29'luk İtalyan Alberta Brianti'nin yaptığı çıkış da çok enteresan. Brianti, en iyi sıralamasına sadece bir kaç ay önce ulaşmayı başardı ki, yaşının bayan tenisi için oldukça ileri bir yaş olduğunu söylemek gerek. Daha ileri gitmesine imkan vermiyorum ben, keza Stosur ona oldukça ters gelecek bir oyuncu. Hareketli, güçlü servise ve forehand'e sahip ve seyircisinin önünde oynayacak olması gibi avantajlara sahip Stosur.
09 Us Open'ın en güzel sürprizi, Oudin'in ilk tur vedasını beklemiyordum. Elendiği Kudryavtseva da renkli bir isimdir, onu en son Wimbledon'da Sharapova'yı elediği maçtan sonra Masha'ya koyduğu postayla hatırlıyoruz. "It's very pleasant to beat Maria... Why? Well, I don't like her outfit." Olası bir Radwanska maçı izlenesi olurdu Oudin'in aslında ama yaşı daha çok genç, ileride daha sık izleyeceğiz onu.
Dellacqua'nın, Hırvat Sprem'i geçeceğini varsayarsak 2008'deki başarısını tekrarlaması için Venus'ü elemesi gerekecek 3. turda ki, şu anki formuyla çok kolay bir görev değil bu tabi. Hatırlarsınız, bu İtalyan - İrlandalı melezi Avustralyalı kız, büyük bir sürprizle Schnyder ve Mauresmo'yu eleyip 4. tur oynamıştı iki sene önce burada.
Bir diğer bahsetmek istediğim isim ise bir Belçikalı ama adı ne Clijsters, ne de Henin. Alp aşağıda onlardan bahsetmiş zaten. Wickmayer'den bahsedelim biraz. Son US Open'da yarı final oynayarak oldukça yükselmişti sıralamasını Yanina ama bu başarıdan sonra kort dışı olaylarla çok uğraştı aradaki kısa sürede. Yine Belçikalı Xavier Malisse'le beraber doping testi için yerini bildirmediği gerekçesiyle, 1 yıl ceza aldı. Sonra itirazı kabul edildi ve ceza kaldırıldı ama turnuvaya yetişmedi bu süreç. Bundan sonraki ilk turnuvasını Ocak'ta Auckland'da set vermeden kazandı. Ceza-itiraz işlemleri yetişmediği için elemelerden katılmak zorunda kaldı Avustralya Açık'a ama bu onu motive etmişe benziyor. Auckland'da yendiği seribaşı Pennetta'yı (büyük bir isim olmasa da, belli bir seviyede oynayan, istikrarlı bir oyuncudur) Melbourne'da da yendi. Öyle sanıyorum ki, 4. turda bir Belçika derbisi izleyebiliriz, Henin vs Wickmayer gibi.
2. turda Jankovic'e direnemeyen bayanlar kurasındaki tek Britanya doğumlu oyuncu, Katie O'Brien, kendisine olan sempatimizi allak bullak etti, "Made a quick dash to the shops this morning. Got myself not 1, but 2 pairs of Ugg boots. What a result!" Bu kafayla senin iş zor Katie.
10 senelik veteranlardan, 29'luk İtalyan Alberta Brianti'nin yaptığı çıkış da çok enteresan. Brianti, en iyi sıralamasına sadece bir kaç ay önce ulaşmayı başardı ki, yaşının bayan tenisi için oldukça ileri bir yaş olduğunu söylemek gerek. Daha ileri gitmesine imkan vermiyorum ben, keza Stosur ona oldukça ters gelecek bir oyuncu. Hareketli, güçlü servise ve forehand'e sahip ve seyircisinin önünde oynayacak olması gibi avantajlara sahip Stosur.
09 Us Open'ın en güzel sürprizi, Oudin'in ilk tur vedasını beklemiyordum. Elendiği Kudryavtseva da renkli bir isimdir, onu en son Wimbledon'da Sharapova'yı elediği maçtan sonra Masha'ya koyduğu postayla hatırlıyoruz. "It's very pleasant to beat Maria... Why? Well, I don't like her outfit." Olası bir Radwanska maçı izlenesi olurdu Oudin'in aslında ama yaşı daha çok genç, ileride daha sık izleyeceğiz onu.
Dellacqua'nın, Hırvat Sprem'i geçeceğini varsayarsak 2008'deki başarısını tekrarlaması için Venus'ü elemesi gerekecek 3. turda ki, şu anki formuyla çok kolay bir görev değil bu tabi. Hatırlarsınız, bu İtalyan - İrlandalı melezi Avustralyalı kız, büyük bir sürprizle Schnyder ve Mauresmo'yu eleyip 4. tur oynamıştı iki sene önce burada.
Bir diğer bahsetmek istediğim isim ise bir Belçikalı ama adı ne Clijsters, ne de Henin. Alp aşağıda onlardan bahsetmiş zaten. Wickmayer'den bahsedelim biraz. Son US Open'da yarı final oynayarak oldukça yükselmişti sıralamasını Yanina ama bu başarıdan sonra kort dışı olaylarla çok uğraştı aradaki kısa sürede. Yine Belçikalı Xavier Malisse'le beraber doping testi için yerini bildirmediği gerekçesiyle, 1 yıl ceza aldı. Sonra itirazı kabul edildi ve ceza kaldırıldı ama turnuvaya yetişmedi bu süreç. Bundan sonraki ilk turnuvasını Ocak'ta Auckland'da set vermeden kazandı. Ceza-itiraz işlemleri yetişmediği için elemelerden katılmak zorunda kaldı Avustralya Açık'a ama bu onu motive etmişe benziyor. Auckland'da yendiği seribaşı Pennetta'yı (büyük bir isim olmasa da, belli bir seviyede oynayan, istikrarlı bir oyuncudur) Melbourne'da da yendi. Öyle sanıyorum ki, 4. turda bir Belçika derbisi izleyebiliriz, Henin vs Wickmayer gibi.
4 yorum:
İkisi de gayet güzel olan bu kızların fındık kafalı Verdasco'yu çekici bulmaları ilginç gerçekten de.
kudryavtseva-radwanska maçı dün oynandı bile, onu yazayım. radwanska 1 saatte 6-0 6-2 ile çok rahat kazandı maçı.
wickmayer'in olayını da çoğu kişi çözememiş hala. gerçi bu yazıda bilgilendirilmiş, ama ben biraz daha açık bir şekilde yazayım. avustralya açık entry list'i için son gün 12 aralık 2009'du ve wickmayer o sıralar hala cezalı olduğu için adını listeye yazdıramadı. cezası tedbirli olarak 20 aralık civarlarında kaldırıldı ve entry deadline geçtiği için qualifying list'e yazdırmak zorunda kaldı adını. hatta, avustralyalı yetkililer wickmayer'e ana tablo wild-card'ı vermedikleri için biraz eleştirildiler.
Çok güzel. Ama neden skor verdiğini çözemedim, yanlış okudun heralde.
..Olası bir Radwanska maçı izlenesi olurdu Oudin'in aslında..
Geçen sene Wimbledon'da seyir zevki güzel bir maç oynamışlardı çünkü.
pardon pardon, ben orada kudryavtseva-radwanska maçı daha oynanmadı gibi bir anlam çıkarmışım, ondan yazdım skoru, benim yanlış anlamam. :)
Yorum Gönder