Asıl adı, Marsel Khamdamov. 16'sında Özbekistan'dan gelip İstanbul'a yerleştiğinde, aslında bela bir maceraya girdiğinin farkında değildir. O süreden beri, dünyanın hala iyi bir tenisçi çıkaramayan yegane ülkelerinden birinin tek umudu, yeni ismiyle Marsel İlhan. Mutlaka adını duymuşsunuzdur, sadece futbol haberi vermiyoruz biz imajı çizmeye çalışan futbol haberleri ve futbol sayfalarında ufak haber olarak arada ismi geçer.
Bugün ajanslara düşen habere göre kariyerinin en iyi derecesine çıktı, tur 307.'si. Yeni yılın ilk haftasında bir sponsorluk anlaşması okumuştum, genel müdürlüğünü sevgili Alp Evcimen'in yaptığı Çelik Motor, Marsel'e sponsor oldu. Teniste elbette sponsorluk çok önemli, herhangi bir kaynak olmaksızın dünyanın dört bir yanındaki turnuvalara katılabilmek tabi ki çok zor. Bu turnuvalarında oyuncuya tecrübe, sıralamada ilerleme ve para olarak geri döndüğünü söylemeye zaten gerek yok. Bu bahsettiğim haberde, Marsel'in Avustralya'ya gittiği ve qualification (eleme) oynayacağı yazıyordu. AO'da elemeleri takip ettim ama Marsel yoktu, işin aslı da zaten Marsel'in elemeler için 27. yedek olduğuymuş. Bu çıkışını sürdürürse bu sezon sonunda ilk 200'e yakın bir sıralamayla, GS elemelerine girebilir.
Marsel'i açıkçası hiç izlemedim, 87'li ve ilk 300 sınırında. Evet, yaşıtları Grand Slam oynuyor devamlı olarak ama mevcut şartlarla çok daha iyisini beklemek biraz haksızlık olur. Söylenenlere göre iyi bir servise ve gittikçe iyiye giden bir forehand'e sahipmiş. Size olarak da 1.90'lık boyu bir artı. Gerçi çevresinde şimdiden "Marsel, Baghdatis'ten iyi" sesleri var, sanırım bu çocuğa yapılması gereken en son şey gereğinden fazla sorumluluk yükleyip, baskı altına sokmak. Bireysel sporlarda mücadele eden sporculara ülke olarak hiç bir zaman becerilmemiş olan şeyi yapmalı, onu kendi haline bırakıp, oyununu geliştirmesini beklemeli.
Belki gerçekten de yetenekli, belki asla ilk 100'e giremeyecek, bırakalım çıkabildiği yere kadar çıksın.
Bugün ajanslara düşen habere göre kariyerinin en iyi derecesine çıktı, tur 307.'si. Yeni yılın ilk haftasında bir sponsorluk anlaşması okumuştum, genel müdürlüğünü sevgili Alp Evcimen'in yaptığı Çelik Motor, Marsel'e sponsor oldu. Teniste elbette sponsorluk çok önemli, herhangi bir kaynak olmaksızın dünyanın dört bir yanındaki turnuvalara katılabilmek tabi ki çok zor. Bu turnuvalarında oyuncuya tecrübe, sıralamada ilerleme ve para olarak geri döndüğünü söylemeye zaten gerek yok. Bu bahsettiğim haberde, Marsel'in Avustralya'ya gittiği ve qualification (eleme) oynayacağı yazıyordu. AO'da elemeleri takip ettim ama Marsel yoktu, işin aslı da zaten Marsel'in elemeler için 27. yedek olduğuymuş. Bu çıkışını sürdürürse bu sezon sonunda ilk 200'e yakın bir sıralamayla, GS elemelerine girebilir.
Marsel'i açıkçası hiç izlemedim, 87'li ve ilk 300 sınırında. Evet, yaşıtları Grand Slam oynuyor devamlı olarak ama mevcut şartlarla çok daha iyisini beklemek biraz haksızlık olur. Söylenenlere göre iyi bir servise ve gittikçe iyiye giden bir forehand'e sahipmiş. Size olarak da 1.90'lık boyu bir artı. Gerçi çevresinde şimdiden "Marsel, Baghdatis'ten iyi" sesleri var, sanırım bu çocuğa yapılması gereken en son şey gereğinden fazla sorumluluk yükleyip, baskı altına sokmak. Bireysel sporlarda mücadele eden sporculara ülke olarak hiç bir zaman becerilmemiş olan şeyi yapmalı, onu kendi haline bırakıp, oyununu geliştirmesini beklemeli.
Belki gerçekten de yetenekli, belki asla ilk 100'e giremeyecek, bırakalım çıkabildiği yere kadar çıksın.
3 yorum:
http://www.facebook.com/home.php?ref=home#/group.php?gid=15023939563
Marsel Ilhan'in videosunu, fotograflarini ve aktüel haberlerini buradan edinebilirsiniz...
Marsel Ilhan US Open 2.turda her ne kadar yenilsede gururumuz oldu.Maca bakinca Marselde umut isigi gorebilmek cok gusel.Yasi tenis icin cok genc sayilmaz ama en azindan birkac sene icinde cok daha iyi yerlerde gorebilecegiz ins.
marsel wimbleden de kendini gösterdi. inşallah ilk 100 de görmek istiyoruz kendisini. marselilhan.com dan yakında kendisini takip edebileceğiz.
Yorum Gönder