24 Aralık 2008
Küçük kardeşin kuraları
Bu sezon UEFA Kupası kendi içerisinde garip bir denge yarattı. CL kadar olmasa da, elenenlerin ve birincilerin bazılarına şaşırmayan varsa, ayrı futbol dünyalarını takip ediyoruz demektir.
Öncelikle Sevilla, Schalke, Benfica, Portsmouth gibi CL'de belli başlı gruplarda kalifiye olacak takımların elenmesi olayına değinelim. UEFA Kupası her ne kadar başaltı takımların kupası olarak anılsa, ezelden beridir birinci sınıf takımların ya da ülke klüplerinin ligin arkasında ikinci hatta üçüncü plana attıkları bir kupa da olsa, bu durumun öncelikli sebebinin şans olduğunu belirtmek gerek. UEFA Kupası, daha önce önce hiç bir spor organizasyonunda rastlamadığım derecede saçma bir eliminasyon düzenine sahip. Belki de TBL'de sezon içindeki mçları kazanan takımların playoff serisine de 1-0 önde başlaması saçmalığını koyabiliriz. Ya da Türkiye Kupası'nın büyük takımların elenme şansını sıfıra indiren beşli grup düzeninin (bi dakka, nası yani?).
Hadi beş takımlı grup olayını anladım ama neden sadece birer maç? Elbette ki Doğu bloku deplasmanlarını, ya da en azından grubunda üstünde olmayı beklediğin takımlarla deplasmanda oynamanın şansa bağlı olması da kimin aklının ürünü?
Bir de şöyle bakalım: Eski statüyle CL'de bir takımın şampiyon olmak için eleme turları hariç 17 maç yapması gerekiyordu, bu sayı UEFA Kupası'nda 13 idi (CL'den gelenler için 15). Şu anda CL'de 13, UEFA Kupası'nda 15 oldu. İlginin artırılmak istendiği çok açık. Ama iki kez şampiyon olmuş Sevilla'nın deplasmanda oynayacağı maçlar kura ile belirleniyor, saçma.
Sevilla yine altı puan toplamış ama Benfica'nın o kadroyla sadece bir puan alması hakikaten inanılmaz. Bu vesileyle turun en başarılı takımı Metalist'in de altını çizelim. Beşiktaş'a karşı aldıkları galibiyetten sonra yaşanılan gelişmeler ve şu anki durum üzerine yorum bile yapmaya gerek yok. Zamanında Galatasaray Villarreal'e elenince herkes aynı tepkiyi vermişti. Garip bir bakış açımız var. Yine CSKA Moskova Nancy, Feyenoord, Deportivo gibi vasatın üstü takımların bulunduğu bir grubu firesiz geçti. Liege en önemli gözüken oyuncusunu satıp grubunu lider bitirdi.
* St. Etienne, Valencia, Zenit, Marsilya, Fiorentina, CSKA Moskova ve Hamburg bu turda mutlak favori gördüğüm takımlar.
* PSG ve Wolfsburg liglerinde vasatın üzerine çıkamadılar, PSG bir ihtimal CL vizesi kovalayabilir, ayrıca Felix Magath'ın takımları da sezonun ikinci bölümünde açılır, Wolfsburg az da olsa avantajlı diye düşünüyorum ancak ilk maçta alacakları skora bakar. Şu ana kadar bu kupada namağlup gidiyorlar, ilk mağlubiyet planları bozabilir.
* City arada bir transfer atağına kalkışır mı bilemem, şu andaki kadrolarıyla hiç güven vermiyorlar, ayrıca Danimarka'nın soğuğu bu takımın yarısını çarpar. Kaldı ki, Kopenhag'ın kupadaki performansı da St Etienne mağlubiyeti dışında hiç fena değil.
* Sampdoria Metalist karşısında avantajlı gözükse de iki kupayı götürmeye ne kadar istekli olacaklar bilemiyorum. Sevilla maçı bu konuda olumlu puan oldu, ilk maçta birden fazla fark elde edebilirlerse geçerler, aksi takdirde Metalist affetmez.
* Deportivo da Sampdoria ile aynı düzeyde, ligde vasatın üzerinde, deplasmanlarda kötü ancak Aalborg deplasmanı Metalist kadar zor olmaz diye düşünüyorum, ayrıca CL'den belli adamların futbol anlayışı, daha açık bir kutu. Böyle dediğime bakmayın, favorim Aab.
* Tottenham ve Shakhtar'ın eşleşmesinde hem zor deplasmandan, hem de kupayı daha çok istemesinden dolayı ibre az da olsa Ukrayna'da. Yine de bu turdan kim gelirse gelsin benim sonraki eşleşmede favorim büyük ihtimal CSKA olacak.
* Milan Bremen eşleşmesinde favorim Bremen, Milan'ın sakatlıklardan dolayı bir türlü ritm bulamaması ve kadro dengesizlikleri başlarını ağrıtır, ayrıca UEFA Kupası'nı pek de iplediklerini sanmıyorum.
* Udinese karşısında Lech Poznan favorim, az da olsa. Hatta bu kupa için de sürpriz adayım, beklenenden zaten daha üstteler ancak daha daileri gideceklerini düşünüyorum. Takımın yıldızı Tyrala da Polonya milli takımında oynayacağını açıklamış, ah Mesut da bizi seçse.
* Galatasaray bu turu geçmeye epey yakın diye düşünüyorum, Skibbe'nin Barış Özbek inadından vazgeçip, Sabri ve Kewell'ın da dönmesiyle (Sabri transferolursa ilk pastayı ben keserim, ama Barış'ın sağ bek oynamasından iyidir) her mevkide fersah fersah üstün olacak çocuklar, Baros-Chamakh dahil.
Adettendir, eşleşmeleri bir de sıralı yazalım:
(%46) PSG - Wolfsburg (%54)
(%55) København - Man. City (%45)
(%35) NEC - Hamburg (%65)
(%47) Sampdoria - Metalist (%53)
(%38) Braga - Standard (%62)
(%35) Aston Villa - CSKA Moskova (%65)
(%53) Lech - Udinese (%47)
(%45) Olympiacos - St Etienne (%55)
(%58) Fiorentina - Ajax (%42)
(%53) AaB - Deportivo (%47)
(%52) Bremen - Milan (%48)
(%43) Bordeaux - Galatasaray (%57)
(%44) Dynamo Kyiv - Valencia (%56)
(%60) Zenit - Stuttgart (%40)
(%57) Marseille - Twente (%43)
(%54) Shakhtar - Tottenham (%46)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Hello,
I disagree in many cases for example Metalist will arrive to these games without an official game played since decembre.
Deportivo La Coruña is much better team than AaB and the same I can say about Olympiakos and St Etienne,AC Milan-Werder Bremen and Manchester City- Kobenhavn.
Regards,
http://saqueneutral.blogspot.com/
(a blog about sport in English and Español)
Yorum Gönder