24 Haziran 2009

Do this! - 3

Golden State Warriors:

Diyecek pek bir sözüm yok. Monta-Sjax-Maggette-Biedrins çekirdeği hiç fena değil, Turiaf-Azubuike-Wright üçlüsü de bench’te olmasından rahatsızlık duyulmayacak adamlar. Belinelli’nin ileride bu ligde yerini sağlamlaştıracağına da inanıyorum ve son olarak, Anthony Randolph’un da normal şartlar altında 3-5 seneye All Star’a göz kırpan bir adam haline gelmesini de bekliyorum. Bu durumda kadro fena değil gibi gözükse de kazın ayağı bence öyle değil. Monta Ellis’in sakatlığından sonra, çok deneysel takılan Don Nelson, bu sene daha aklı başında bir iş çıkaracaktır; ancak uzun bakımından çok kısıtlı olduğu düşünülen bu draft’tan ya da curcunasından bir uzun çıkarmak zorundalar. Minnesota’nın son dakika takası, Jordan Hill’in kendilerine kadar kalmasını sağlayabilir ya da Maggette’nin yanına pick’i koyup, Bogut’a sulanabilirler, Bucks’ın da bu öneriye sıcak bakacağından eminim. Evet, kadro fena değil; ancak bu halleriyle 8, taş çatlasın 7. sıradan playoff’a girmek haricinde bir beklentileri olamaz, Magette de bu ligde beğendiğim oyuncularından olsa da vazgeçilebilecek bir adam olarak gözüküyor.



New York Knicks:

Ne Lee’yi, ne de Robinson’ı tutmamalılar, bence. Etrafındaki oyuncu kalitesinin Lebron’un birinci önceliği olacağını düşünmüyorum ki, ne Lee, ne de Robinson’un da Lebron’un kararında faktör olabilecek adamlar olduğunu düşünmüyorum. Evet, Knicks medyası acımasızdır, evet New York kocaman bir şehirdir ve herkesin gözü ordadır, hepsine tamamım; ama bu kadar dayandıklarına göre çöpe giden bir sezona daha çok fazla ses çıkarılmayacaktır. Diyeceğim o ki, Hughes-Duhon-Mobley gibi çok elverişli kontratlar var elde, bunlardan herhangi birisinin devreye sokulmasıyla Josh Smith alınabilir, deadline civarlarında. E zaten, hem Lee hem de Robinson’u resmin dışında bırakırsak, John Wall rotasına rahatlıkla girebilir Knicks kadrosu, biraz da D’Antoni kemerleri gevşetirse. İşin sonuna gelindiğinde cap’in bir miktar üzerine çıkılacaktır bir kez daha; ancak güzel, sürekli gelişmeye açık bir kadro kurulacaktır ve Lebron’un gelmemesi ihtimali üzerine de bir iki önlem alınmış olunacaktır. Ben, sadece takımı boşaltmak üzerine kurulu 2010 planlarını çok sağlıklı görmüyorum açıkçası, Lebron tabii ki birinci hedef ve yaratacağı farkı tartışmıyorum; ancak gelmemesi ihtimaline de kafa yormak lazım, Walsh yormuyor demiyorum tabii ki de bir, iki hamleyle yorduğunu gösterse, içim rahatlayacak.



Toronto Raptors:

Bir ara bir Colangelo furyası başlamıştı, Ghirardini’ler, Benetton Treviso’lar falan iyi dinlemiştik. Ancak, takımın şu geldiği noktaya, salary durumlarına bakıyorum da laf olsun diye harcanmış tonla sezon varmış gibi geliyor. Chris Bosh’un gideceği belli gibi, hararetli 2010 pazarından yerine gelmeyi kabul edecek bir süper star da olmayacaktır; ancak Nba’in mükemmel düzeninde ümitler hiç tükenmiyor. Ben olsam, hiç dokunmam kadroya bir süre, gard bolluğu yaşanan bu draftta da Calderon’un arkasında ve/veya yanında ciddi miktarda süre alacak birini alıp, geceyi kapatırım ya da Demar DeRozan kumarını oynarım. Raps’in tek eli yüzü düzgün genci Bargs ve kendisi de kontratı bittikten sonra çok üstüne düşülmemesi gereken bir adam, benim basketbol görgüme göre. Anladığım kadarıyla 2010 draft’ı, bu senekinden daha potansiyelli olacak ve bu durumda da Raps 2011 yazına, Jose Calderon’un kontratının yanında 3-5 tane çaylak kontratıyla girebilir, hatta Bosh gittikten sonra tırmalamazlarsa akıllılık edip, bu bahsi geçen çaylaklardan biri yüksek potansiyel ve kabiliyetli bir kardeşimiz de olabilir. E 2011 yazında da Caron var, Salmons var, J-Rich var, Josh Howard var, Tayshaun var, Nba’de alınacak oyuncu bitmiyor ki, hiçbir zaman. 1-2 tanesi yüksek potansiyelli, 3-5 tane genç, Jose Calderon, tonla Toronto’ya gelmesi için ikna edilebilecek, kabiliyetli 2-3 numaradan 1 tanesiyle, çok da iç açıcı olmasa da playoff takımı çekirdeği oluşur gibi oldu. Raptors’lı dostlarımız kırılmasın, gücenmesin; ancak aklıma daha iyisi gelmedi.



Milwaukee Bucks:

Sessions ve Mbah a Moute’yi bokunu çıkarmadan tutarım. Bogut’u, dedikodularda da geçtiği gibi, ilk turun sonlarındaki bir takıma, biten kontratlar + pick karşılığı verip, bir tane proje seçimi (Omri Casspi!) yaparım. 10.sıradan kalırsa James Johnson’ı, kalmazsa da pg’ler haricinde kalan en iyi oyuncuyu seçer, geceyi kapatırım. Aslında eldeki kadro çok da çer çöple dolu değil; ancak Bogut sakatlıklardan çok çekecekmiş gibi geliyor, ne yalan söyleyeyim, gönderme sebebim biraz da o. Nasıl Michael Redd bir takımın en büyük para kazanacak oyuncusu kalibresinde değilse, Bogut da 2. en büyük para kazanacak oyuncu değil, bence. İkisini de beğenirim, ikisi de ileriki senelerde şampiyon kadrolarda yer alabilirler; ancak yanlış yatırım oldukları gerçeğini değiştirmez bu durum. Yine John Wall işine girebilecek bir kadro kalıyor geriye, Joe Alexander daha fazla süre alıp, eteğindekileri döküyor, Amir Johnson kariyerinde Nba’de mi, yoksa Nbdl’de mi devam edeceğine karar veriyor. 2011’de yukarıdaki listeden bir adam alınıp, şöyle bir kadro kuruluyor: Wall (Sessions) – Jrich (Bell) – Villanueva (Casspi) – Alexander (Johnson) – birtakım pivotlar ve Bucks küme düşüyor, sürekli kazanacak reçeteleri verecek halim yok.

Hiç yorum yok: