Kendi takımında dahi en iyi oyuncu olup olmadığı tartışmaya oldukça müsait olan Paul Pierce'ın kendini gezegenin en iyi basketbolcusu ilan etmesinin üzerinden çok geçmeden, yeni bir kibir bombardımanı da Dwyane Wade'den geldi.
Dwyane Wade was a member of the 2004 USA Olympic team that won the Bronze medal in Athens.
But it is not a cherished possession for the Heat guard.
"I have no idea where that thing is," said Wade. "I don't know. You could probably find it as quick as I could if you came to my house. I remember packing it in my bag, and I don't remember what happened."
Amerika, 1.'lik dışındaki sonuçları başarısızlık sayabilir, dünyanın en kibirli 12 oyuncusunu da getirmiş olabilirler ama Wade'in muhtemelen ne kadar kendinden emin bir süperstar olduğu yönündeki imajını tazelemek için söylediği bu laf bile Amerikalılar'ın saha içinde olmasa da en azından saha dışında önemli bir eksikliğinin bulunduğunu gösteriyor bana. 2. olimpiyatına katılacak bir sporcunun henüz olimpiyat ruhunu kavrayamamış olmasını geçtim, bu aslında NBA'in hangi çizgiye doğru kaydığına dair çok aleni olmasa da üzerinden konuşabileceğimiz bir ipucu veriyor.
Birader biz sana altın kazanamazsın demedik ki..
Birader biz sana altın kazanamazsın demedik ki..
8 yorum:
paul pierce'ın açıklamasının yıllardır gezegenin en iyi oyuncusu olduğu söylenip durulan kobe bryant'ın üzerinden geçmesinden sonra gelmesi ilginç bir detay olmuş.
Hiç ilginç değil aslında, zaten aradaki rahatsız edici fark senin dahi yazdığın gibi, birinin "söylenmesi, gösterilmesi", diğerininse kendini göstermesi.
Yukarıda Bryant ile ilgili bir mukayese de yok zaten, bu örnekler de çoğaltılabilir.
adama zorla söyletmişler gibi duruyo yazılanlara bakınca, takımdaki en iyi oyuncu olup olmadığından ziyade kibir etiketini hakedip haketmediği tartışılmalı gibi.
The Boston Celtics [team stats] small forward/guard recently was asked by a Spanish publication whether he thought Kobe Bryant was the best player in the world.
Pierce said no. The NBA Finals MVP called himself the "best player."
He added, "There’s a line that separates having confidence and being conceited. I don’t cross that line, but I have a lot of confidence in myself."
Bana göre tartışmaya bile gerek yok. Zaten alıntı yaptığın Boston Herald'daki haberin devamında da zorla söyletilmediğini, aynı şeyleri söylediği diğer bir röportajda da görebilirsin.
Zaten Paul Pierce'ın dünyanın en iyi oyuncusu olup olmadığından bahsetmiyorum (ki bununla ilgili yazılabilecek bir yazı ya çok uzun olur ya da tek kelimelik -hayır.- olur), herhangi birinin üzerinden geçip geçmemesiyle de ilgilenmiyorum, sadece bu durum "kibir" konulu bir yazıya giriş için mükemmel ve çok taze bir örnek.
boston herald'da yer alan haberin devamında (klişe #3) görülen şey zaten adamın bu üstteki yorumumda alıntıladığım şeylerin arkasında olduğuna dair söylediklerinden ibaret. evet söyledim, hangi oyuncu için sorsalar aynı cevabı verirdim diyor kısaca.
çok mükemmel ve taze bir örnek olmaktan ziyade, bu zorla söyletilen cümleden hemen sonra "sen takımında bile en iyi oyuncu değilsin, nasıl kobe'den iyi olacaksın" şeklinde olayı kaleme aktaranlardan biri olmanı sağlamış. eğer iki oyuncuyu kıyaslamak için uzun bir yazı yazacaksan ya da kısaca "hayır" diyeceksen, bunu yapman için en iyi -ve taze- donelerden biri daha iki ay evvel oynanan bir nba final serisinden başka ne olabilir ki?
wade'in olayı ile alakasına dikkat ettiysen hiç değinmedim henüz, zira yok.
Yazdıklarımı ısrarla kafana göre sebeplendirmişsin yanlız. Demek istediğim oldukça basit ve açık, neden anlatamadığımı veya anlamadığını, ben de anlayabilmiş değilim.
Birincisi, yazdığım şey çok basit;
"Kendi takımında dahi en iyi oyuncu olup olmadığı tartışmaya oldukça müsait olan Paul Pierce'ın kendini gezegenin en iyi basketbolcusu ilan etmesinin üzerinden çok geçmeden…"
Bu cümleden nasıl "Pierce, Bryant'ın üzerinden geçti" veya "Sen takımında bile en iyi oyuncu değilsin, nasıl Kobe'den iyi olacaksın"lara varıyorsun ki ?
Bu kadar ekstrem bir fikir mi "Pierce'ın gezegenden önce kendi takımının en iyi oyuncusu olup olmadığının tartışılabilir olması" ? Tabi başka şekilde düşünebilirsin, senin için fenomen de olabilir ama büyük bir çoğunluk için bu o kadar net bir durum değil.
"ki bununla ilgili yazılabilecek bir yazı ya çok uzun olur ya da tek kelimelik -hayır.- olur"
Bunu da Pierce'ın dünyanın en iyi oyuncusu olup olmaması hakkında yazdığımı belirtmişim, bunu aradan cımbızlayıp Bryant’la mukayese yapmışım gibi yazman da hiç şık olmamış, yakıştıramadım sana.
Wade'in olayıyla alakasına değinmemene dikkat ettim, çünkü herşeyi zaten Wade'den ziyade bir şekilde Bryant'a bağlamışsın.
Bir işte dünyanın en iyisiysen, bunu diğerleri söyler zaten, sen söylersen –hakkaten öyle de olsan- bunda kibir vardır.
Yoruldum şaka maka, uzun lafın kısası, herif kibirli bir laf atmış işte ortaya, diğeri de ha keza. Cidden bir alaka kuramadıysan da canın sağolsun, anlatamamışım demek ki.
ne diye yoruldun yahu, bir yerden bir yere koşturmuyorum ki seni, alt tarafı klavyeye dokunuyorsun.
birincil olarak çok taze ve mükemmel bir örnek olarak mesaja taşıdığın pierce alıntısı, kendisine sorulan "kobe bryant dünyanın en iyi oyuncusu mu?" sorusuyla başlıyor. yani olayı kobe ile ilişkilendiren ben değilim, soruyu soran ispanyol gazeteci.
pierce kobe'nin üzerinden geçti lafı bir espriydi. zaten ben pierce'ın dünyanın en iyi oyuncusu olduğunu da iddia etmiyorum. en iyilerinden biridir bana göre, bu seneki final serisinde de bu tasdiklenmiştir. her neyse, konumuzla alakalı olan kısmı, en iyi olduğunu düşünmesem de, kendisine sorulan bu tip abuk bir soruya verdiği cevabı takdir etmekle birlikte küçük bir tebessümle karşıladım. burada kibirden çok soruyu soran gazeteciyle hiciv var.
zaten gazetecilerin en sevdiği iştir, daha doğrusu muhabirlerin diyeyim, ünlü ve başarılı sporculara bu tip sorular sormak. ama verdiği cevabı ciddiye alıp kıyaslama yapanlar da olur elbette, hatta işi hırsa döküp "dur bakalım dayı, sana yüzüğü garnett taktı, önce onu anlat" diyenler de olur. bu da göreceli ve uzun -ya da kısa- bir yazıyla açıklanabilir.
neyse lafı daha fazla uzatmadan sonuca geleyim. zira ben yazdıkça kafama göre şekillendiriyorum, hatta seni yorup zamanını çalıyorum, aradan cımbızlıyorum. halbuki yazdığım bütün yorumlar tek bir şeye bağlanıyor, adamın söylediği lafın kibirden ziyade zamansız sorulmuş bir sorunun hakettiği cevap olması, takiben burada wade'in yaptığı denyolukla ilişkilendirilmesinin hoş olmaması.
Devamlı anlattığın ilk röportajdan bahsetmiyorum, adam iki defa aynı mavrayı okuyor. Kibirli insanların büyük çoğunluğu kibirli olduğunu kabul etmez, kendilerine çok güvendiklerini düşünürler. Pierce dünyanın en iyi oyuncusu benim diyor, zorlandığı ve zorlanmadığı röportajlarda. Bunu yaparken de mesela yine Bryant'ın kibirli olduğunu söylüyor. Ortadaki ironiyse, birinin en iyi denmesi, birininse en iyiyim demesi. Bu olay taze olduğu için bunu kullandım, 2 sene önce yazmış olsaydım "Raja who?" diyen Bryant'ı örnek gösterirdim.
Bir de şunu yapma işte, ağzımdan çıkmayan lafları ekleme, ne gerek var zamanını çalıyorum falan.. Hem ne hırsı, kim neyi hırs yapmış yahu.. Bu mudur yani yazdıklarımdan çıkardığın..
Bir önceki yorumda yazdıklarımı bir daha tekrarlamak istemiyorum, zaten orda öğrenmek istediklerimi de öğrenemedim. Zaten blogda bulunan subjektif bir yazı, başkasına kabullendirmek gibi bir hırsım da olamaz.
Yorum Gönder