Erkekler 4 x 100 serbest en merak edilen yarışlardan biriydi, ünlü Fransız rekortmen sprinter Alain "The Horse" Bernard'ın ABD'ye meydan okumasının ardından. Ama Phelps, 2. altınını da dünya rekoruyla almayı başardı. İlk 100 metre aslında yarışın nasıl geçeceğine dair sağlam ipuçları verdi, Avustralya'nın yeni rekortmen sprinteri Eamon Sullivan dünya rekoru kırarak bitirdi kendi etabını, Phelps ve Leveaux da hemen ardından geliyordu. Sullivan'ın havuzdan çıkmasının ardından yarış ABD ve Fransa arasında geçmeye başladı. Fransa'nın son yüzücüsü en güvendikleri isim olan Bernard'dı ve son değişime yaklaşık yarım saniyelik bir farkla önde geldi Fransızlar. Ama Bernard beklemediği kadar iyi bir Jason Lezak buldu karşısında. Yarışı izlerken Lezak'ın havuza erken girdiğini sanmıştım ben ama daha sonra reaksiyon zamanlarından göreceğim üzere, Lezak sadece 0.04 saniyede start almıştı ve Bernard'ın temposuna karşılık da vererek sadece 0.08 saniye farkla Phelps'in hedefinin sekteye uğramasını engellemiş oldu. Son 50'de Lezak'ın dünya rekortmeni Alain Bernard'ı çaresiz bıraktığı atak, olimpiyatın şimdiye kadarki en iyi performanslarından biriydi. Bu arada ABD'nin kendilerine ait olan rekoru nerdeyse 4 saniye geliştirdiğini unutmamak gerek. Bayrak takımları o kadar etkileyici bir gelişim içerisindeler ki, 6. olan Kanada'nın bile eski dünya rekorundan iyi bir zaman çıkardığını belirtmek gerek. Unutulmayacak bir yarıştı.
Diğer erkekler finaliyse 100 m kurbağalama idi. Son şampiyon Japon Kosuke Kitajima ve Norveç'li Avrupa Şampiyonu Alexander Dale Oen arasında geçmesi bekleniyordu ve öyle de oldu. Kitajima da, Dale Oen de elemeler ve yarı finali sırayla kazanıp, birbirlerinin kırdığı olimpiyat rekorlarını geliştirdiklerinden, finalde bir dünya rekoru gelme olasılığı oldukça yüksek görülüyordu ki Kitajima dünya rekorunu kırarak kazandı altını. Rekorun eski sahibi Brendan Hansen da Fransız Duboscq'a geçilerek beklenmedik şekilde madalyasız kaldı.
Bayanlar 100 m kelebek'te beklenildiği gibi favori Avustralya'lı Libby Trickett altını aldı ama Inge de Bruijn'in Sydney'de kırdığı dünya rekoruna çok yaklaşmasına rağmen kıramadı. Bu arada Coventry, 400 karışık'taki performansının ardından 100 m sırtüstü yarı finalinde Coughlin'in rekorunu kırdı, çok formda, finalde ne yapacağını merak ediyorum.
Dün de yazmıştım, bayanlarda en merak ettiğim finallerden biri 400 serbest diye. Her şeyden önce elemelerde Pellegrini'nin kırdığı olimpiyat rekorundan sonra finalde de en az bir olimpiyat rekoru bekliyordum. Ama enteresan bir şekilde finalde garip şeyler oldu ve umulmadık bir sıralama oldu. Rebecca Adlington'ın elemelerde Pellegrini'ye meydan okuyan performansının ardından madalya adaylarımdan biri olduğunu söylemiştim, 4:02'nin dahi altına inme potansiyeli vardı çünkü. Ama 4:03 küsürle altını almasını beklemiyordum açıkçası ki, Katie Hoff'u son 25'te yakalayıp geçti. Ondan daha büyük sürpriz Pellegrini'nin felaket bir perfomansla 4:05 civarı yapıp ancak 5. olmasıydı. Manaudou ve Pellegrini'nin arasındaki erkek problemi ikisine de yaramadı sonuç olarak. Manaudou bugün 4:11 yüzerek açık ara sonuncu geldi, kariyerinin en kötü yarışıydı muhtemelen. Manaudou, kulvar dezavantajının da belki etkisiyle tempoyu çok forse etti başlarda ve ilk 200 metreyi de lider geçti ama sonra adeta bir tavşan atlet gibi çok uzaklarda kaldı. Hoff belki gümüş aldı ama Pellegrini'nin kürsü dışı kaldığı ve bu kadar düşük derecelerin çıktığı finalde kazanamayarak yine hayalkırıklığı yarattı Amerikalı'lara.
Diğer erkekler finaliyse 100 m kurbağalama idi. Son şampiyon Japon Kosuke Kitajima ve Norveç'li Avrupa Şampiyonu Alexander Dale Oen arasında geçmesi bekleniyordu ve öyle de oldu. Kitajima da, Dale Oen de elemeler ve yarı finali sırayla kazanıp, birbirlerinin kırdığı olimpiyat rekorlarını geliştirdiklerinden, finalde bir dünya rekoru gelme olasılığı oldukça yüksek görülüyordu ki Kitajima dünya rekorunu kırarak kazandı altını. Rekorun eski sahibi Brendan Hansen da Fransız Duboscq'a geçilerek beklenmedik şekilde madalyasız kaldı.
Bayanlar 100 m kelebek'te beklenildiği gibi favori Avustralya'lı Libby Trickett altını aldı ama Inge de Bruijn'in Sydney'de kırdığı dünya rekoruna çok yaklaşmasına rağmen kıramadı. Bu arada Coventry, 400 karışık'taki performansının ardından 100 m sırtüstü yarı finalinde Coughlin'in rekorunu kırdı, çok formda, finalde ne yapacağını merak ediyorum.
Dün de yazmıştım, bayanlarda en merak ettiğim finallerden biri 400 serbest diye. Her şeyden önce elemelerde Pellegrini'nin kırdığı olimpiyat rekorundan sonra finalde de en az bir olimpiyat rekoru bekliyordum. Ama enteresan bir şekilde finalde garip şeyler oldu ve umulmadık bir sıralama oldu. Rebecca Adlington'ın elemelerde Pellegrini'ye meydan okuyan performansının ardından madalya adaylarımdan biri olduğunu söylemiştim, 4:02'nin dahi altına inme potansiyeli vardı çünkü. Ama 4:03 küsürle altını almasını beklemiyordum açıkçası ki, Katie Hoff'u son 25'te yakalayıp geçti. Ondan daha büyük sürpriz Pellegrini'nin felaket bir perfomansla 4:05 civarı yapıp ancak 5. olmasıydı. Manaudou ve Pellegrini'nin arasındaki erkek problemi ikisine de yaramadı sonuç olarak. Manaudou bugün 4:11 yüzerek açık ara sonuncu geldi, kariyerinin en kötü yarışıydı muhtemelen. Manaudou, kulvar dezavantajının da belki etkisiyle tempoyu çok forse etti başlarda ve ilk 200 metreyi de lider geçti ama sonra adeta bir tavşan atlet gibi çok uzaklarda kaldı. Hoff belki gümüş aldı ama Pellegrini'nin kürsü dışı kaldığı ve bu kadar düşük derecelerin çıktığı finalde kazanamayarak yine hayalkırıklığı yarattı Amerikalı'lara.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder