27 Ağustos 2009

Efes World Cup başlarken..

- Britanya vs Letonya maçı, iki takıma da gidip gelmesi bir kenara, uzun zamandır izlediğim en kötü basketbol maçıydı. Daha sert tepki göstermiyorsam bunun nedeni basketbola geri dönen Kambala'yı görmem oldu. Kambala demişken..

- Kambala'yı çok severim, oyununun bazı yönlerini Shaq'a benzetirim zaman zaman. Gücünü kullanarak pota altında çok iyi bitirirdi, her zaman daha iyi bir ribaundçu olabilirdi ve ikili oyun savunması çok kötüydü. Bu listeye bir ortak nokta da bu akşam ekledim, ikisi de saçını ölene kadar kazıtmalı. 6-7 sene olmuştur, Abdi İpekçi'de Efes - Barcelona maçına gitmiştim. Ki kıçımı kaldırıp oraya gitmem çok sık yaşanan bir olay değildir, bilenler bilir. Ama Jasikevicius ve Bodiroga'yı aynı takımda izlemek için bir istisna yapmıştım. Ama o akşam sahanın yıldızı başka bir adamdı. 2 uzatmaya gitmişti maç ve 41 sayı atmıştı Kambala, Barcelona'nın 2.10+ civarı uzunlarının üzerinden. Femerling vardı, Duenas vardı, Fucka vardı, hatta genç bir Anderson Varejao bile hatırlıyorum hayal meyal. Marcus Brown'la beraber bütün maç hiç çıkmamıştı sanırım oyundan. Gittiğim için hala mutluluk duyduğum maçlardan biridir.

- Valters, yıllar geçtikçe saha içi hareketleriyle falan Pozzecco'yu andırmaya başlamış gibi geldi bana. Tip de hafif andırıyor gibi, bana da öyle gelmiş olabilir. Daha bıyıkları terlememişken Efes onu getirip, Muratpaşa Belediyesi'ne koymuştu. Sessiz sedasız gitmişti.

- Luol Deng'e eyvallah, B klasmanı takımıydı düne kadar Britannica'lar, Eurobasket'e soktu adamları.

- Kalve, altyapı turnuvalarında oldukça isim yapmış bir çocuktu. O sayede Benetton'a kadar gitti ama paşa paşa geri dönmüş şimdi Riga'ya. Cenk Akyol hikayesi mi? Hayır, değil. Ona da geleceğim. Letonya maçı izlemek zorunda kalırsanız, bu çocuğa dikkat edin. İyi bir skorer 3 numara olacaktır.

- Sinan Güler maçın başında oyun kuruculuk yapıyordu yanlış görmediysem. Önce heralde sadece topu getirip Hidayet'e verecek, Orlando stili bir Rafer Alston rolü alacak diye düşündüm ama olmadı öyle. Repesa farkına varsa çoktan salmıştı tam saha presi üzerine ama neyseki fazla ısrar etmedi Bogdan Hoca, Kerem'e döndü.

- Prkacin'i özlemişim. Mulaömerovic'i de özledim bu arada.

- Bir Prkacin güzel giderdi bizim kadroya, bu arada eskiden 1 numara eksiğinden bahsederken, artık 2 numara sıkıntısı da başladı. Cenk, onun için düşündüğüm gelişimin yarısını gerçekleştirseydi böyle bir problemimiz olmayacaktı.

- Savunmamız felaketti, Hidayet ve Kerem hücumu bir şekilde idare edecektir ama savunmada sıkıntı vardı. Klasik olarak ikili oynayan Balkan takımlarına karşı savunma ayakları hala üşengeç, topu hızlı çeviren ve biraz şutör takımlara sıkıntı çekeriz bu savunmayla.

- Gecenin asıl maçını, Yunanistan'la Litvanya yaptı. Biraz bakındım ve yazılanları da okuduğumda ikisi de oldukça kötüymüş.

Hiç yorum yok: