18 Ağustos 2009

Enes Kanter Mevzusu


Türk basketbolunun uzun zamandır belki de en büyük projesi, potansiyeli kadar büyük bir tartışmayı gerisinde bırakarak Amerika'nın yolunu tuttu, herkesin bildiği üzere. Peki tartışıldığı kadar karışık bir konu mu bu hakkaten?

Medyaspor'da Enes'in verdiği röportajı okudum bu sabah. Öncelikle söz konusu olan daha 17 yaşında, her yaş grubunda milli takımda çok başarılı olmuş bir çocuk. Bazı yerlerde verilen tepkilerin şiddetini haketmiyor, hakedecek bir şey de yapmadı. Verdiği kararın doğruluğu veya yanlışlığı tartışılabilir elbette ama kişiliğine kadar varan saldırıların, çocuk üzerinde olumlu bir etki yapmayacağı da ortada.

Anladığım kadarıyla Enes, zamanı gelir gelmez NBA'e girmek istiyor. Kendisinin de dediği gibi en erken draft yaşı 2011, yani önünde 2 sezon var doldurulması gereken. Şimdi bazı yerlerde eğitimle alakalı demeçler var. Ama Enes'in anlattıklarından, eğitimin ön planda olmadığı anlaşılıyor. 2011'de draft olmayı kafasına koymuş ve bu da kolejde 1 sene geçirip profesyonel olmak, yani NBA'e girmek demek. Üniversite + basketbol birlikte götürülmesi gereken bir durum Amerikan spor sisteminde ama geleceğini garantiye almak demek de değil. Basketbol programlarında yer alan ve profesyonel atlet olmak isteyen sporcular, geleceklerini garantialtına alan dallardan ziyade, not ortalamasının yüksek tutulması daha kolay olan, daha hafif alanlarda okuyorlar. Yurttaki odasında calculus manyağı olan veya akışkanlar mekaniği problemleri çözmüyorlar haliyle.

Herneyse, Enes'in 2011'de drafta girme hedefini gerçekleştirmesi için 2011 yazında serbest olması gerekiyor. Bilmeyenler için NBA takımları seçtikleri uluslararası oyuncular için maksimum 500.000 dolar bonservis verebiliyorlar. Bu, Stern'ün, NBA takımlarını kurnaz Avrupa takımlarının kucağına atmamak için koyduğu bir kural biraz da. Enes'e dönersek, eğer Fenerbahçe'nin teklif ettiği 5 senelik kontratı kabul ederse, 2011'de hala Fenerbahçe'nin kontratlı oyuncusu olacak ve ipler kendi elinden, kulübün eline geçecekti.


Fenerbahçe'nin Enes'in 2011 planı için ne düşündüğünü bilmiyorum. 5 yıllık kontrat da direttiler mi, NBA'e gitme opsiyonu koydular mı, onu da bilmiyorum. Öte yandan, Enes'in kendi ağzıyla söylediği, Olympiakos'un 2 yıllık 4 milyon dolar teklifi var. Onu neden kabul etmemiş olabilir, oynama zamanıyla alakalı olabilir o da belki.

Sonuç olarak gittiği lise iyi bir programa sahip, kendisinden daha alt sınıf bir oyuncu olmasına rağmen Deniz Kılıçlı, UCLA, UConn ve Kentucky gibi elit programlardan teklif almıştı. O, West Virginia'yı seçmişti ama muhtemelen Enes'e de klas okullardan teklifler gelecektir. North Carolina, UCLA, Duke vs. gibi. Reputation'ını arttıracaktır bu durum da muhtemelen. Adaptasyon sorunu da yaşamayacaktır.

Kişisel fikrim, Avrupa'da kalmasının oyununa daha olumlu bir gelişim kazandıracağı yönündeydi. Enes milli takımlar seviyesinde bile zaman zaman daha üst yaş grubundaki oyunculara karşı üstünlük kurmuş bir oyuncu için Avrupa sertliğinde devam etmesi daha iyi olabilirdi. Ama televizyonda da bir iki röportajında edindiğim izlenim, yaşının çok üstünde bir olgunluğa sahip. Ersan gibi yaş sıkıntısı olduğunu ima etmiyorum tabi ki. Gayet olgun konuşuyor, bu özelliğinin de bana göre oyunu üzerinde olumlu bir etkisi var. Verdiği karar ne olursa olsun başarılı olacak bu çocuk, umarım verdiği bu karar yüzünden Tanjevic'in kara listesine girip, 2010 Dünya Şampiyonası'nda kendini tribünde bulmaz. Hatta, umarım Tanjevic de olmaz. Bırakalım, çocuk kendi yolunu çizsin.

Hiç yorum yok: