
Burada Fenerbahçe'nin (ve özellikle Zico'nun) yapması gereken, Chelsea'yi saha kenarında yenmek olmalı. Rakibin en zayıf halkasının Avram Grant-Ten Cate ikilisi olduğunu düşünürsek, oradan saldırmak galibiyetin anahtarı olabilir. Kolay değil tabi, direkt olarak etki edemezsin o şekilde. Karşı tarafın beklemediği bir şeyler yapıp, maça olan dolaylı etkisini gözlemlemek gerekiyor. Sonra o etkiye ve rakip antrenörün hamlesine göre birkaç kontra müdahele daha yapıp Chelsea'yi düşürmekten bahsediyorum.
Bu konuda bir önerim var mı? Hayır, yok. Olamaz da. Küçük detaylardan bahsediyorum zaten, taktiği komple değiştirmekten değil. Basındaki genel görüşün aksine Zico'nun oyuna olan ince müdahelelerini son derece olumlu buluyorum. Maçtan maça ufak farklılıklar gösteren Fenerbahçe, zaman zaman bu değişken yapısını skora da yansıttı.
Bu maçla ilgili en önemli umudum da Chelsea teknik ekibinin Fenerbahçe'yi yeteri kadar izlememiş olması. Eğer yeterince izlemedilerse bu tip ufak değişikliklerine farkına varmamış ve üzerine pek çalışmamış olabilirler. Basit düşünelim mesela. İki takım da kendi oyununu tam olarak ortaya koyarsa ne olur? Tabi ki Chelsea kazanır. Bu mantıkla kendi maksimumlarına çıkmaya çalışırken Fenerbahçe'yi unutmuşlardır belki diye düşünüyorum. Ne kadar aksini iddia etseler de bir küçümseme olacaktır. Bunun yanı sıra Abramovich'in takımı Şampiyonlar Ligi için ekstra motive edeceğini de tahmin etmek zor değil. Şu ana kadar alamadığı tek kupayı almak, hem de Moskova'da Rusya'nın gözü önünde almak kaçırmak istemeyeceği bir fırsat. Yani Chelsea'nin küçümseme derecesi oyuncuların kafasındaki çok küçük bir kıvılcımı aşmayacaktır. Aşırı bir motivasyon ise kesinlikle olasılık dahilindedir ve ekstrem durumlar oluşmadığı sürece Chelsea'nin kupayı daha çok istemesi onlara avantaj getirecektir.

Gökhan Gönül'ün eksikliği de sonuca etki edebilir. Önder'den ofansif bir katkı beklersek boşuna kendimizi üzmüş oluruz. Hücumları genellikle sol taraf ağırlıklı gerçekleştirmemiz beklenecek bu durumda ve Chelsea de önlemini ona göre alacaktır. Ashley Cole sıkça ileri çıkacak ve önünde de ofansif bir adam oynayacaktır. Mesela yukarıda bahsettiğim o ufak değişiklikler bu tip durumlarda ortaya çıkıyor işte. Sol taraf savunmasına haklı olarak fazla önem vermeyecek Chelsea, oyun içinde zaman zaman buraya sürpriz adamlar sokarak rahatsız edilebilir mi acaba? Garip geliyor kulağa, hem de dünyanın en iyi sol beklerinden birine karşı yapacaksın bunu. Tabi öncelikle onların bölgedeki üstünlüğünü kabul edip savunma işini becerebilmek lazım. Grant'in yerinde olsam kesinlikle Anelka'yı sol açıkta başlatırım. Yakından tanıdığı Önder'i her pozisyonda geçmemesi için pek bir sebep göremiyorum. Anelka geri de gelmeyeceği için, Önder'in her ileri çıkışı potansiyel bir tehlike olarak Fenerbahçe kalesine geri dönecektir. Umarım böyle bir şey denemez Chelsea.

Deivid'e düşen görev ise zaten her maçta yaptığı sürpriz golcü vazifesinden hariç olarak bir de defansa yardım etmesi. Hücumdayken çok da gerek yok ama savunmada mutlaka sağ açık pozisyonunda oynamalı Deivid. Chelsea'nin kanat akınlarını keserseniz oyunları belli ölçüde tıkanıyor iki tane tehlikeli yanları kalıyor.
Bunlardan birincisi uzaktan şutlar. Lampard, Ballack, Essien, Joe Cole, Drogba ve Belletti gibi mesafe tanımadan vuran adamların bir kısmı muhakkak ilk 11'de başlayacaktır. Volkan'ın Sevilla karşısındaki uzaktan şut performansını gördükten sonra bu sorunu çözmenin en iyi yolu dua etmek olacaktır sanırım. Dua işe yarayabilir keza uzaktan şut hiçbir zaman garanti bir gol yöntemi değildir. Bazen vuramazsınız, bazen roket gibi vurursunuz az farkla auta gider. Yine de Volkan'ın dikkatli olması şart. Chelsea'den iki tane bedava gol yersen çıkaramazsın, kahraman olma şansını vermezler sana.

Fenerbahçe'nin hücumlarındaki belirleyici faktör ise takımın pas yüzdesi olacak bence. Sert ve bolca pres yapan bir Chelsea ortasahası karşısında o her zamanki bol paslı düzenini işeletebilmesi için oyuncuların çok soğukkanlı ve en az karşısındaki adamlar kadar sert oynaması gerekiyor. Pas akışını oturtabilirse, Chelsea yavaş yavaş geri çekilmeye başlayacaktır ki dediğim gibi defans organizasyonları eskisi gibi değil, kalede de Cech yok. Roberto Carlos'un oynayıp oynamayacağıyla ilgili farklı duyumlar aldığım için bu konuda yorum yapmıyorum. Oynarsa avantaj tabiki, sadece tecrübesi bile sakin olunması gereken anlarda çok işe yarar.
Bir diğer belirleyici faktör de duran toplar olacaktır. Chelsea'nin duran topları tehlikeli ama vurduğunu gol yapan bir frikikçileri yok. Genellikle kalecinin açık bıraktığı kısma doğru sert vuruş denemeleri yapan adamlar var ki, doğru bir baraj ve biraz da kaleci çabukluğuyla önlenebilir bunlar. Ceza sahasına yapılan ortalarda Fenerbahçe savunması sezon içinde ciddi bir gelişme gösterdi. Chelsea savunması ise tam tersine bu konuda ciddi bir düşüş içerisinde. Yani aşağı yukarı aynı seviyeye geldiler. Komple düşünürsek duran top kategorisini burun (Alex) farkıyla Fener'e veriyorum.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder