08 Temmuz 2009

15!


Bu rekoru eninde sonunda kıracaktı, belki son iki turnuvada onun dışında gerçekleşen olaylar bu süreci hızlandırdı. Roger Federer 15. Grand Slam'ini çok sevdiği Wimbledon'da kazanarak, Pete Sampras'ın rekorunu da kırmış oldu. Bu rekoru kırarken sürpriz derecede zorlandı.

Roddick'in hiçbir zaman Federer'e karşı şansı tutmamıştır. Genelde tie-break ile kaybettiği ilk set sonrası morali bozulur, önceki tecrübelerini hatırlar ve abuk subuk basit hatalarla kolayca kaybederdi rakibine. Bu sefer çok daha hazır ve enerjik çıktı korta. İlk iki sette mükemmel servis attı, Federer'e ilk servisini beşinci setin sonunda kırdırdı. Onun servis oyunlarında da bir hayli dirençliydi. Belki ikinci setteki oyununu biraz daha devam ettirip tie-break'i bırakmayabilir ve maçı kazanma yolunda da önemli bir adım atabilirdi. Hatta sadece 6-5 öndeyken kaçırdığı backhand stop volesini bitirebilseydi. Geri çizgi oyununda Federer'i en az Nadal kadar zorladı belli bölümlerde.


Bu turnuva öncesinde, Nadal'ın çekilmesiyle birlikte, İngilizlerin hevesi de artmıştı, finalist çıkarma umuduyla. Murray eğer finale çıkıp Federer'i de yenmeyi başarabilseydi, benim komik bulduğum puanlama sistemi onu bir süreliğine dünyanın bir numarası yapacaktı. Nitekim son üç karşılaşmalarında Federer'i yenmeyi başarmıştı, yükselen bir yıldızdı ve iyi durumdaydı, Roddick ise kariyerinin herhangi bir diliminde üst üste üç zorlu maçı kaldıracak zihinsel dirence sahip değildi. Roddick, Murray'i yenerek, Federer'in karşısına en bilindik zayıflığını kenarda bırakarak çıktı.

Her ne kadar skoru heyecan barındırsa da, iki tenisçinin iyi servis attığı, iniş-çıkışların nadiren yaşandığı vasat bir maç izledik. Özellikle son sette, rakibinin sakatlık ve kondüsyon sebebiyle tam performansla oynayamadığı bölümlerde vurup geçemeyerek, servis çevirmelerindeki yüzdeyi artıramayarak biraz hayal kırıklığı yarattı. Ona da anlayışla yaklaşmak gerek zira tribündeki konuklar üzerinde hafif de olsa bir baskı yaratıyordu. Özellikle Sampras'ın Federer'den daha heyecanlı olduğunu hissettim bazen.


Tenis severlerin iki eski dostunu doya doya izlediği bu turnuva, 15. şampiyonluk kadar, 31 yaşındaki Haas'ın rüya sezonunu, Williams-Dementieva maçını, akabinde Serena'nın çıkıntılığını ve Roddick'in toparlanışını da hatırlattıracak. Federer daha ne kadar rekor kırsa az, kıracak rekor da kalmadı zaten.

1 yorum:

pompelmo dedi ki...

Embesil ifadeli Sampras da gündemden düşer, daha az görürüz artık.