09 Temmuz 2009
15'in öncesi
Federer, an itibariyle gelmiş geçmiş en çok Grand Slam kazanmış tenisçi, 15 şampiyonlukla. Ancak, eski rekor, Sampras'ın 14 şampiyonluğundan daha fazla olabilirdi, eğer tenis daha esnek kurallara sahip bir spor olsaydı.
1968 yılında, tenis dünyasında önemli bir değişiklik oldu. O yıla kadar, Grand Slamler ve para ödüllü diğer şampiyonalar birbirinden ayrı idame ettiriliyordu. Grand Slam katılımcıları sadece amatör tenisçiler olabiliyorlardı, hayatını tenisten kazanmak isteyen sporcular, birkaç amatör şampiyona kazandıktan sonra profesyonelliğe geçiyorlardı.
Mesela, Rod Laver bugünün büyük şampiyonalarını 1960-1962 yılları arasında tam altı kez kazanmıştır, 1962 yılında dört büyük şampiyonayı da kazanıp Grand Slam yapmıştır hatta. Bu işlemi tamamladıktan hemen sonra, yani 1962 yılı bitmeden, profesyonel olmuş, ve amatörlerle profesyonellerin birleştiği (günümüzde de devam eden Open Era) 1968 yılına kadar bu dalda mücadele etmiştir.
Özellikle Open Era'ya yaklaşılan dönemlerde, profesyonel oyuncular ile amatörler arasında büyük güç farkları vardır. Mesela, dönemin en iyi oyuncularının pro oldukları 1957 senesinde, amatör kalan en iyi oyuncu olan Lew Hoad, Wimbledon finalini sadece beş oyun vererek kazanmış, buna rağmen hemen arkasından başladığı profesyonel kariyerindeki ilk 11 maçından sadece ikisini kazanabilmiştir.
Bir sezonda Grand Slam yapabilen sadece iki oyuncu var. Don Budge 1938'de, Rod Laver da 1962'de amatör iken bunu başarmışlar. Open Era'daki tek örnek, dönemin ikinci senesinde, yani 1969'da Rod Laver'ın ikinci zaferi. O zamandan sonra da en çok yaklaşan Federer oldu.
Amatör ve profesyonel tur, birbirinden ayrı Grand Slam'lere sahipti. Bu turnuvalarda toplamda en çok şampiyonluk Avustralya'lı Ken Rosewall'a ait, 23 tane. Bunlardan sadece dördünü amatörken kazanmış, profesyonel olduktan sonra, Open Era öncesinde tam 15 profesyonel şampiyonluğu var, bunlardan 8'i Fransa ve 7'si de üst üste. Open Era'da dört şampiyonluğu daha var.
Tenisin şu anki düzeninden büyük ölçüde mutluyum, bazı değişiklikler beklesem de; ancak ayrı-gayrı döneminin de biz tecrübe etmeden bitmiş olması sevindirici. Sporcuların kendi aralarında ayrılmaları hiç de hoş olmazdı sanırım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
is the first one a swedish tennisplayer?
no, he's american. his name is bill tilden, known as "big bill".
Bu Rod Laver'ın grand slam etiketi dolayısıyle günümüzde fazla overrate edildiği, dönemin prolarının kendisini şebeğe çevirdiği yazılır, çizilir. Pancho Gonzales 42 yaşında iken, kariyerinin zirvesindeki Rod Laver'a kortu dar etmiş.
Ken Rosewall tarafından domine edildiği ve Rosewall da benzer sayıda grand slam kazandığı halde Laver'ın efsane, Rosewall'ın ise unutulmuş olması da buna başka bir örnek. Kendi de Avusturalyalı olduğu halde bu seneki finali "Rod Laver" Arena'da izlerken içi burkulmuştur Rosewall'ın herhalde.
rosewall'un bi programda eski bi kaydını ve tanıtımını izlemiştim, hakkaten birçok ender rastlanan özelliği bir arada bulunduran ve günümüzde pompelmo'nun dediği gibi gerektiği değeri görmeyen ya da daha doğrusu hiç adı geçmeyen bir adam.
muhtemelen ölmesi bekleniyor.
en başta laver ve rosewall efsanelerinin fiziksel durumları dikkatimi çekmişti. birisi 1.72, diğeri 1.70 boyunda. bir de rod laverin toplam 199 tekler şampiyonluğu da kulağa gayet güzel geliyor.
Yorum Gönder