Williams kardeşlerin ilk zamanlarıydı. Serena, dikkat çekmenin bir başka yolunu bulmuş ve erkekler turunda oynamak istediğini söylemişti. Feministler gaza gelmiş, medyaya malzeme çıkmıştı. Sevgili Boris Becker'e bu olay sorulduğunda, harika bir cevap vermişti baba,
"It's a pretty good joke, If that's the case, and she is going to play, lots of men will go the other way and ask for wild cards into women's competitions, and you will see some strange winners of women's Grand Slams."
Becker'in dediği gibi keşke izin verselerdi de, bir süre kadın tenisçiler aç kalsaydı. Yanlış anlamayın, kadın-düşmanı bir adam değilim ama tenisteki bu zeytinyağı hareketleri hoşuma gitmiyor. GS'lerde diğer turnuvalardan fazla bir efor sarfetmiyorken (sadece 1-2 fazla tur oynuyorlar) neden daha fazla ödeme yapılsın sana. Üstelik eş para istediğin karşı cins, bir tur geçmek için yan kortta epik maçlar yapmak zorunda kalırken..
Williams'lar demişken, bu erkeklere meydan okuma hikayesinin hazin bir sonu vardır bildiğim kadarıyla. 98 Avustralya Açık sırasında, Venus 17 ve Serena 16 iken, yine çenelerini tutamazlar ve ATP ofisine gidip Top 200'ün dışındaki her erkeği yenebileceklerini söylerler. O ara sıralamada 203 numarada bulunan ve o zamanlar 31 yaşındaki Alman Karsten Braasch, ki çok matrak adamdır, bu lafı duyar ve meydan okumayı kabul eder.
O Avustralya Açık'a elemelerden gelip henüz 1. turda elenmiş olan Braasch, anlatılanlara göre, bütün sabah golf oynar. Golften sonra pub'a gidip biraz biralanır. Hatta sigara bile içen bir adamdır. Günde 15 tane söndürdüğü söylenir. Braasch'ın dediğine göre, bu maçı sadece Williams'lar ciddiye alıyordur, çünkü kendisi ve orada bulunan herkes hiçbir şansları olmadığının farkındadır. Hatta bu açıklamalara iyice uyuz olan bazı erkek oyuncular maçtan önce Braasch'a gelip, 24 puanı arka arkaya alıp korttan ayrılmasını istemişlerdir. Önce Serena'yla bir set oynar ve 6-1 kazanır. Set arasında bir sigara daha yakar ve bu sefer çeyrek final maçını bitiren Venus gelir. Onu da 6-2'yle yollar ki, izleyenlere göre Alman tenisçi biraz kibar, biraz makara oynamaktadır setleri. Zaten her iki sette de oyunları 4-0, 5-0 öne geçtikten sonra verir, servisleri yavaş atar ve eğlenmesine bakar.
Maçtan sonra Williams'lar bu sefer Top 200 barajını, Top 350'ye indirirler. Braasch ise, "Top 500 içerisindeki herhangi birine karşı bile şansları yok, çünkü ben bugün 600. gibi oynadım. Olmazsa ben seneye 350'ye düştüğümde tekrar oynarız." diyerek makarasını geçer.
Peki tarihte var mı erkeğin fendini yenen bir kadın. Var. Başımıza bu belayı saran kişi, efsane kadın tenisçi Billie Jean King. Tabi bu onun tercihi değildir. Bir erkeğin, eski dünya 1 numarası Bobby Riggs'in dallamalığıdır. Bobby Riggs, 1939'da, daha 16 yaşındayken 1 numara olmuş, bu ünvanı hem amatör hem de profesyonel olarak sürdürmüş ve kimilerine göre tenis tarihinin değer görmeyen en büyük oyuncularındandır. Ama Riggs yaşlandıkça, ne yapacağını şaşıran bir adam olur ve biraz da para ve şöhrete tekrar kavuşmak için 55 yaşındayken o zamanların efsane bayan oyuncusu, 24 kez GS kazanmış olan 30 yaşındaki Margaret Court'a meydan okur ve 6-2 6-1'le rahat kazanır. Bu sefer işi iyice şova döken Riggs, 29 yaşındaki Billie Jean King'e meydan okur ve 30000 kişinin izlediği maçta King, yaşlı Riggs'i rezil eder ve set dahi vermeden 3-0 kazanır maçı. Ama maç da bir şov maçıdır zaten, Williams'larınki gibi bir kibir gösterisi yoktur.
Kadınların kazandığı parada gözümüz yok elbette. Erkeklerin daha fazla efor sarfettiği için daha fazla kazanması gerektiği, mantıklı olsa da, çok lüzum gerektiren bir kriter değil. Ancak kadın GS'lerinin erkek GS'lerinin yanında fiziksel açıdan çok geride kaldığı ortada. Serena geçen hafta, Safina'ya laf sokarken kendi kazandığı turnuvaların GS, onunkilerin ise başaltı turnuvalar olduğunu söylüyordu. Peki aynı set sayısı üzerinden oynanan bir GS ile bir başaltı turnuvasının tek farkı, genellikle 1 veya en fazla 2 tur fazladan genç oyuncularla maç yapmak değil mi?
2 yorum:
Son yıllarda bayanlar turu gerçekten rezalet durumda ama son yıllarda böyle diye eski dönemleri de silip atmamak lazım.Williamslardan önceki son dönem Hingis Graff zamanları bu zamana göre harikaydı bence.
Williamsları sevmesemde Serena'nın Safina'ya söylediklerinde haklı olduğunu düşünüyorum.Serena da zaten safinaya laf soktu ama doğru birkaç şey de söyledi. Takvimi rahatlatıp üst düzey oyuncuları erken yaşta tenisi bırakmaya zorlamamak lazım.Henin, Clijsters gibi isimleri kaybetmememiz lazım dedi Serena ki gerçekten en son Henin de gittikten sonra Williamslar harici winner tenisçi kalmadı.1 numaradaki Safina nın 1 numaraya çıkan jankoviçin hali ortada.
Para konusuna gelince erkeklerin her türlü fazla para alması gerekiyor bence.Sarfettikleri efor için en azından azıcık ta olsa fazla almaları lazım.5 saatlik final oynayıp serena ile aynı parayı almak adama koyar :D
ben sanki martina navratilova da bir erkekle maç yapmıştı diye hatırlıyorum, şimdi araştıramadım ama öyle geldi.
Yorum Gönder