30 Temmuz 2009

2009 Dünya Yüzme Şampiyonası - Roma

Alternatifsiz takvimiyle, dünya yüzme şampiyonası ilaç gibi geldi işin aslı. Yine rekorlar kırılıyor, yeni yıldızlar ortaya çıkıyor ama Roma'da ve bütün dünyada konuşulan tek konu aslında yeni mayolar ve FINA'nın bu konudaki çelişkili tutumu.

Özellikle yeni mayo kullanan Alman Paul Biedermann'ın 200 m serbestte Phelps'i geçmesi ve Phelps'in koçunun mayo mevzu çözülene kadar onu yarıştırmayacağını açıklaması işi iyice alevlendirdi.

FINA'nın bu durumu iyi yönetemediği açık. Turnuva sonrası yasaklayacağını açıkladığı mayoya turnuva öncesi izin vererek büyük bir skandala karıştılar bana kalırsa. Öyle ki, bu mayo serbest bırakılmadan kısa bir süre önce ünlü Fransız sprinter Alain Bernard, yeni mayosuyla 100 m serbestte 47 saniyenin altına inen ilk yüzücü olmuştu ama rekoru kabul edilmedi.


Peki bu yeni mayonun olayı ne?

Bildiğiniz gibi %50 poliüretan katkılı mayolar ilk çıktığında benzer bir durum oluşmuştu. Rekorlar birer birer kırılıyor, yeni yıldızlar ortaya çıkıyordu. Speedo'nun LZR modeliydi yanlış anımsamıyorsam. 2008'in başlarında piyasaya çıkmış ve Michael Phelps'in de dahil olduğu birçok yüzücü Pekin'de bu mayoyla yarışmıştı hatta. NASA'nın rüzgar tünelleri, özel akışkanlar mekaniği software'lerinin kullanıldığı makine mühendisliğinin kıyısından geçmiş herkesin tahmin edebileceği kompleks işlemler sonunda dizayn edilmiş ciddi bir işti. Bu da ciddi bir yatırım ve sporun üstünde oluşabilecek çok ciddi bir ekonomik baskı demek.

Yeni mayolar ise, Arena X-Glide, Adidas Hydrofoil ve Jaked 01 modelleri gibi, %100 poliüretan. Biraz daha teknik konuşmam gerekecek, dilim döndüğünce açıklamaya çalışacağım. Bu mayolar çok ince ve esnek kapalı hücrelerden oluşan bir materyalden yapılıyor. Bu mikro hücrelerin içinde yoğunluğu sudan daha az olan gaz/hava vs var. Bu da yüzücünün suyun üstünde biraz daha yüksekte kalmasını sağlıyor. Daha yüksekte kalan yüzücünün vücuduna etki eden direnç veya sürtünme de azalıyor. Yani yüzücü suda ne kadar yüksek kalırsa o kadar hızlı olacaktır. Bu yarım milimetre de olsa, saliselerin hesaplandığı bir sporda avantaja dönüşüyor. Şekil de önemli, boyundan bileklere kadar giden mayoların amacı insan vücudunun suda karşılaşacağı sürtünmeyi minimize etmek.

Kişisel fikrime gelirsem, yeni mayo hakkındaki eleştirileri anlıyorum ama tam olarak da şiddetine katılamıyorum. Sonuçta bugün bu işe haklı olarak da olsa ses çıkaran adamlar, Grant Hackett ve Phelps de (koçu vasıtasıyla da olsa) dahil, geçen yaz Pekin'de yeni teknoloji Speedo LZR kullanmıştı. LZR'ler de ortada rekor bırakmamıştı. Yani bu işin onlar da birer parçası aslında. %50 poliüretan mayolar rekorları paramparça ederken, bu yeni mayoların gelişini kimsenin göremediğini, dürüst olalım, söyleyebilir miyiz?


İşin bir diğer boyutu, mazeretler de birbirine karışmaya başladı. Mesela şu ana kadar bana göre turnuvanın en büyük hayalkırıklığı, 400 m serbest'te son dünya ve olimpiyat şampiyonu 89'lu Koreli Tae-Hwan Park, ne 400'de ne de 200'de finale dahi kalamadı. Eski Speedo kullandığı için finale kalamadığı yazılıp çizildi ama alakası yok. 400'de altın aldığı dereceden 4 saniye yavaş yüzmesinin rakiplerinin giydiği mayoyla bir ilgisi olamaz, ya da 200'de Phelps'in arkasından gümüş aldığı dereceden 2 saniye kötü yüzmesi de. Belli ki, Çinli popstar sevgili yaramadı Park'a.


ğer tam bir adalet sağlanacaksa, bu ancak tek tip mayoya geçilerek uygulanabilir. Bu da 2-3 tane büyük üreticinin olduğu bir piyasada uygulaması zor bir iş. Bir yol ayrımı var kısacası, eğer poliüretan teknolojisine vize verilecekse, teknolojiyle bu iş daha da ilerleyecektir, rekorlar yine paramparça olacaktır. Eğer yasaklanacaksa bu iş, bana göre Pekin'deki Speedo LZR'ların da bu işte farkı yok. Doping muamelesi yapıyorsanız bir maddeye, %100 olmaz ama %50 kullanabilirsin diyemezsiniz.

2010'da bu mayolar yasaklanacak büyük olasılıkla. Peki o zaman Roma'da kırılan rekorlar ne olacak, iptal edilecekler mi? Edilirse, giydikleri mayolar ne olursa olsun, inanılmaz ağır antremanlarla buraya hazırlanan sporcuların emekleri yok sayılmış olmayacak mı? Olacak. Sanırım ben de herkes gibi, topu FINA'ya atacağım. Çok kötü bir kriz yönetimi gösterdiler ve ne yaptıklarını adeta bilmez bir halde, güvenilirliklerini tamamen kaybettiler. Yarışlar hakkında yine birşeyler yazacağım, önce bu konuyu aradan çıkarmak istedim.

Hiç yorum yok: