22 Ekim 2009

Büyük Mustafa küçülüyor


Yazının başlığının oynattığı futbolla, oyuncu tercihleriyle, oyuna müdaheleleriyle pek bir alâkası yok. Benim kafama takılan, Mustafa Denizli'nin CL maçlarına yaklaşımı, maç sonrası açıklamaları, verdiği yanlış umutlar.

Dün Denizli dokuzuncu CL maçını geride bıraktı. Topladığı puan sayısı 1. Hangi takımla, hangi şartlarda oynarsa oynasın, başarısızlık olduğu apaçık ortada. Ama o bunu kabul etmiyor. Bu dokuz maçın da ardından, türlü bahanelere sığınıp, puan kayıplarını dış faktörlere bağlıyor.

2001-2002 sezonunda Fenerbahçe ile puan alamazken, ilk maçın ertelenmesine takılmış, bütün maçlardan sonra bu ayarlamanın takımı nasıl etkilediğinden dem vurmuştu. Tabi Fenerbahçe'nin iyi oynamasına rağmen puan alamaması gerçeğinin de üzerine basarak.

Bu sezon da hem Man Utd maçında, hem CSKA maçında, hem de dünkü Wolfsburg maçında sahanın daha iyisi hep Beşiktaş idi, tabi Mustafa Denizli'ye göre. Hatta dünkü maçın sonunda alınan bir puanla birlikte gruptan çıkma yolunda avantajın kendilerine geçtiğini, artık diğer takımların düşünmesi gerektiğini anlatırken ne kadar da rahattı:

Grupta daha önce oynadığımız maçlar aslında bizim puansız geçeceğimiz maçlar değildi. Bugün burada Almanya şampiyonundan alınan 1 puanın ne kadar önemli olduğunu ileride grup maçları bittiğinde göreceğiz. Alınan 1 puanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Oyunun genelinde çok iyi bir performans sergiledik. Grafite'nin atılması da bize iyi geldi. Bu hem bizim önümüzü açacak 1 puan, hem rakiplerin önünü kapatacak şekilde kaybedilen 2 puan anlamına geliyor. Bizim Wolfsburg'tan puan almamız çok önemliydi, başardık. Şu anda asgari 7 puan alacağımızı düşünüyorum. 7 puan bizi Şampiyonlar Ligi'nde devam ettirecek bir puandır.

Bu noktada, Man Utd'ın 9, Wolfsburg'un 4, CSKA'nın 3, ipleri elinde bulunduran Beşiktaş'ın ise 1 puanı olduğunu hatırlatmak gerek. Önündeki iki maçı kazanması gereken Beşiktaş'ın gruptaki tek golü de bitmiş maçta CSKA'ya karşı geldi.

Bir takım kötü oynayabilir, sıfır çekebilir, teknik direktör için de bu geçerli. Önemli olan, hem saha dışında, hem saha içinde aşama kaydetmek, sonraki sezonlara yatırımını devam ettirmektir. Bu sebeple yakın geçmişte UEFA kupası kazanan CSKA, maçlarına 19 yaşındaki Necid ve Dzagoev'i banko başlatıyor. Bu nedenle Man Utd harcanılan paraların karşılığını henüz göstermemiş Nani ve Valencia'yı ısrarla denemeye devam ediyor. Diğer takımlar için de bu örnekler çoğaltılabilir.

Mustafa Denizli ise, takıma aşama kaydettirme kabiliyetinden çok ezberin üzerine gidiyor, benim görüşüme göre adımlarını geriye doğru atıyor.

1 yorum:

Alp dedi ki...

şu anda basın da garip bi şekilde beşiktaşı gruptan çıkma favorisi olarak görmeye başladı. sergen mesela dün cska havlu attı, rakip wolfsburg dedi ki, havlu atan cska'nın beşiktaştan 2 puan önde olduğunu hatırlatmak gerekir. mustafa denizlinin açıklamalarından mı etkileniyor herkes bilemiyorum ama biraz daha gerçekçi olmak gerekiyor. öncelikle bir maç kazanması gerekir hem beşiktaşın hem de mustafa denizlinin, bir şeyler kanıtlamak adına.