23 Ekim 2009

Eski dostlar bardak oldu


Isiah Thomas’ın yöneticilik ve koçluk kariyerini nasıl piç ettiğini biliyoruz. İntihar etmeyi düşündüğü günlere gelene kadar uzanan bir süreç, yarı başarılı bir yöneticilik, iyi draft seçimleri, kötü kontratlar ve en nihayetinde eline, yüzüne bulaştırdığı New York macerası… Çoğu takipçi ise oyunculuk kariyerini nasıl piç ettiğini ve ligin efsane oyuncularından biri olma yolunda ilerlerken, sessiz sedasız emekliliğini açıkladığını hatırlamaz.

Az aşağıda değineceğim ana yemeğin hemen öncesinde o yemeğe giden hazırlık sürecini anlatalım. Bu işin arkasında da Michael Jordan var, ilk All-Star maçı olan 1985’e uzanıyor hikâye. Jordan’ın üzerinde, o zamana kadar herhangi bir yıldız üzerinde eşi benzeri görülmemiş ilgi var, Nike anlaşmaları, “All-Star maçında All-Star ekipmanı giyilir” tabusunu yıkan smaç yarışması ısınmaları ile Jordan marka ikonu bir genç yıldız olarak parıldamaktadır.


Jordan’ın asansörde Isiah’a selam vermediğine dair bir söylenti de olayları iyice alevler ve zamanın kankaları Magic ve Isiah, parlak çocuğa topu fazla atmamak üzerine bir konuşma yaparlar ve bunu da sahada –her ne kadar kimse bu konuda bir itirafta bulunmasa da- uygularlar. Maç sonrası isimsiz bir kaynak bu olayı doğrular, maçı izleyen ünlü spor yazarlarından Jack McCallum da “In my opinion, there was a freeze-out. Maybe not for the entire game but for major parts of it” diyerek tanıkların hislerine tercüman olur.

Jordan, kariyerinin son sahnesi olan Hall-of-Fame konuşması dahil –ki o konuşmada giydirmediği adam kalmadı- olayı reddeder, Isiah da bir sürü efsanenin bulunduğu –Bird, Erving, Moses gibi- o kadroda Jordan’ın sadece 9 şut kullanıp 7 sayı atmasının normal olduğunu anlatarak güler, geçer.

Ancak yazılı olmayan tarih öyle demiyor. Jordan o günden sonraki ilk Pistons maçında 49 sayıyı atıverir. Kariyerinin geri kalan kısmı da sürekli Isiah ve Pistons ile didişmekle geçer ve belki de muhteşem başarılarla dolu kariyerindeki en ağır mağlubiyetleri de hep Isiah’a karşı alır. Ancak 1991’deki süpürge sonrası Isiah olayı kaldıramaz ve maçın bitimine henüz 10 saniye varken bench’teki arkadaşlarıyla birlikte sahayı terk eder.

Sonrası ana yemek. 1992 Original Dream Team kurulurken dönemin en formda yıldızlarından ziyade, son 10 yıla damgasını vurmuş efsane oyuncular tercih edilir. Magic Johnson ve Larry Bird basketbolu bırakmamış olsa da son demlerini yaşamaktadırlar. Bahsi geçen dönemden tek bir süperyıldız kadroda yoktur: Isiah Thomas. 4 Kasım’da resmen satışa çıkacak olan, Jack McCallum’un kaleme aldığı, Magic ve Bird’ün ortak otobiyografisi When the Game was Ours’ta Magic Johnson, bu işe tam da bizim tahmin ettiğimiz şekilde, bir açıklama getirmiş:

Isiah killed his own chances when it came to the Olympics. Nobody on that team wanted to play with him. ... Michael didn't want to play with him. Scottie [Pippen] wanted no part of him. Bird wasn't pushing for him. Karl Malone didn't want him. Who was saying, 'We need this guy?' Nobody.



Isiah ve Magic, 1988 finallerinde maçlardan önce ‘a kiss on the cheek’ olarak bilinen selamlaşmalarıyla dostluklarını ele-güne duyurmuş, ölümüne kanka imajı vermişlerdi. Isiah, en çok da bu konuya üzüldüğünü söylüyor:

I'm glad that he's finally had the nerve and the courage to stand up and say it was him, as opposed to letting Michael Jordan take the blame for it all these years, I wish he would have had the courage to say this stuff to me face to face, as opposed to writing it in some damn book to sell and he can make money off it.


Magic’in asıl ağır suçlaması, HIV taşıdığı ortaya çıktıktan sonra gay yahut biseksüel olduğuna dair iddiaları yayan kişinin Isiah olduğunu söylemesi. Onun bu konuyu sürekli irdelediğinden, en güvendiği kişi olmasına rağmen peşini bırakmadığından bahsetmiş. Isiah ise öz kardeşinin AIDS’ten öldüğünü ve bu konuda Magic’ten daha fazla bilgi sahibi olduğunu, ek olarak da bu kadar yakın bir arkadaşının cinsel tercihlerini sorgulayarak bir bakıma kendisininkini de sorgulamış olacağını söylemiş. İlginç bir yaklaşım.

Sonuç olarak, vefa bozası zamanında leblebiyle içtiğimiz bir içecekmiş. Bu yaşa gelmiş adamların birbirine böyle bel altı vurmaları hoş değil. Isiah en çok arkadaşı zannettiği Magic’in kendisine kitapla vurmasına içerlemiş:

I'm really hurt, and I really feel taken advantage of for all these years, I'm totally blindsided by this. Every time that I've seen Magic, he has been friendly with me. Whenever he came to a Knick game, he was standing in the tunnel with me. He and Herb Williams and I, we would go out to dinner in New York. I didn't know he felt this way.



Kaynaklar: Bleacher's Brew, CNNSI

1 yorum:

berege dedi ki...

isiah adında bir yazım hatası oldugunu dusunuyorum. nufus memuru kayıtta sıkıntı cıkarmıs olabilir, zira adın aslı isaia, ki dini kökeni olan bir sözcük ve ISA peygamberin adı olarak bizim dilimize dahil olan sozcugun ta kendisi.

isiah'ın su anda hissettikleri, isa gibi ihanete ugramıslık uzerine olsa gerek. kendisi de bu baglamda bir kitap ciziktirebilir tahminen.