05 Ekim 2009

Roma'da güzel bir pazar


Bu sezon İtalya ligi yayınlarının yılan hikâyesi olması üzerine, internetten maç izlemeyi istiyordum ama pazar 16.00 de çok ters bir saatti. Bu hafta Galatasaray maçı o saate gelince ve izleyemeyince Roma-Napoli maçına atladım. Pırıl pırıl bir hava, kırmızı Roma mavi Napoli, güzel maç.

Roma'nın ofansif anlayışı artarak devam ediyor, özellikle kanatlara fazlasıyla inip orada kalarak, oyunu rakip sahaya yıkmaya çalıştıklarını söylemek lazım. Vucinic kötü bir günündeydi, taşıdığı topları genelde olumsuz bitirdi, Totti'ye kale ağzında verdiği armut gibi bir pası dışarıda bırakırsak. Totti de şanına yakışmayacak bir gol kaçırdı.

Roma'yı beklediğimden iyi buldum ama Napoli de bir o kadar kötüydü. Donadoni gittiği her takımı batırmasına rağmen ısrarla iş buluyor. Napoli'nin kadrosu, kesinlikle CL vizesini zorlaması gereken bir kalitede. Bu seneki Cigarini ve Quagliarella transferlerinden sonra, dörtlü defans önündeki Hamsik ve Gargano ile çok beğendiğim defansif kurgularına, Lavezzi-Q-Datolo üçgeniyle ofansif güzellikleri de eklemelerini bekliyordum. Yerine, birbirinden kopuk, taktik disiplinden yoksun ve çok bireysel zorlamalar yapan bir ileri uç buldum, Hamsik ceza sahasına yaklaştığı dönemlerde iyi organize ediyor hücumu ama onun dışında vasatlar. Bu açıdan fazlasıyla Galatasaray'a benziyor Napoli, eldeki malzemeyle oynanacak futbol da belli, oyuncuların görevleri de ancak bir türlü istikrar yakalanamıyor.


Lavezzi'nin kalitesini ortaya koyduğu golünün üzerine Totti zeka dolu bir dokunuşla beraberliği getirdi ilk yarıda. Geçen hafta Palermo karşısında unutulmaz bir topuk pası vermişti. Kendisine yıllanmış şarap demek haksızlık olur zira gençliğini de biliyoruz. Ama bu kiloyla, bu fizik eksiklikle, bilek sakatlığından sonra bu kadar çekingenlikle bu performansı vermesi takdire şayan. İkinci yarı Roma tempoyu artırırsa sıçabileceğini farketti ve kazandığı toplarla hızlı çıkmaya başladı. Özellikle bekler oyuna çok dahil oldular ve Cassetti'den gelen pası şık önüne alan Totti ikinci golünü yağladı. Buradan sonrası ilginç: Totti golü atıp ufak bir sevinç yaşadıktan sonra kenara gitti, dakika 63 idi. yaklaşık 10 dakika tedavi gördü, oyuncu değişikliği yapılmadı. Sonra bacağında hayvansal bir bandaj ile geri girdi ve maçı tamamladı. "Büyük adam"


Juventus "4te4 başlayınca şampiyon oluyorlar" hedesi bütün entel futbolistlerin ağzında bir kere çalkalandıktan sonra puan kayıplarına başladı. Yani, forvetin Amauri-Iaquinta, en önemli eklemen fizik yeterliliği tartışılabilecek Diego, dört aydır kovamadığın Poulsen maça başlıyor ve şampiyonluk adayı oluyorsun. Böyle eski tip bir sistemle, özellikle hava şartlarının sertleşeceği kış deplasmanlarından Juventus'un puan çıkarmasını zor görüyorum. Hatta, CL temposu da arttıktan sonra, hadi Napoli'yi koç faktörüyle devre dışında bırakalım, Fiorentina ve Genoa'nın üstlerinde yer alması benim açımdan hiç sürpriz olmaz. Kadroları genel olarak yavaş, derin değil ve koç da çok tecrübesiz. Palermo Roma maçında ne kadar güçlü bir iç saha takımı olduğunu ispatlamıştı. Zenga'nın da yavaş yavaş Miccoli-Cavani forvetine döndüğünü görmek, Cassani-Balzaretti ikilisinin iki yönlü oyunu sebebiyle orta sahayı daha bir kutu modeline döndürdüğünü görmek sevindirici. Palermo da sezonu ilk 7-8 sıra içinde bitirme ihtimali kuvvetli olan takımlardan biri.


Inter ve Milan'a ayrı yazılarda değinmek istiyorum zira Milan'ın saha içinden çok daha fazla konuşulacak dalı var, Inter'i incelerken ise Mourinho'nun becerisi ve takımın yapısını ayrı tutmak gerekiyor. Milan zaten rezil rüsva oldu da, Inter'in kesinlikle beklediğim seviyede olmadığını söyleyebilirim. Bunda en büyük pay, sürati ve tek vuruşu ile yıldız olmuş Eto'o'nun, Crespo'dan çok üstün olmadığını düşündüğüm Milito ile partner yapılması, hafif arkaya çekilmesi, takımın en iyi oyuncusu olduğunu düşündüğüm (Ibra gittikten sonra tabi) Balotelli'nin dizginlenememesi gibi unsurlardır bana göre. Yani fiziksel olarak pek bir problem yok, Mourinho'nun bir senedir oturtmaya çalıştığı sistemde biraz ödün vermesi yeter gibi geliyor gözle görülür bir toparlanma için.

Genoa ve Fiorentina da daha sonraya. Chievo'ya diyecek söz yok. Bari'nin futbolu ve Lazio'nun düşüşü de kanımca sözü edilmesi gereken konulardır.

Hiç yorum yok: