
Dimağım tıkandı...










 üzerinde sınırlı kalmadığını düşünüyorum. Milan haftasonu hiç göze batan hata yapmadı, belki de hiç yapmadı ama yoktan iki gol var ettiler. Crespo yavaş yavaş ideal onbirden kaymaya başladı, sol tarafta Chivu ve Maxwell önlü arkalı oynuyorlar önemli maçlarda ve bu Chivu transferine bir anlam kazandırdı. Chivu'nun zaman zaman Cordoba'yla yer değiştirmesi ve hücuma çıkması akıllıca bir plan çünkü Cordoba'nın saçma sapan koşuları komik bir şekilde rakip savunmanın dengesini bozuyor. Hala Vieira'sız oynamaları, Stankovic'siz maçlarda hiç sırıtmamaları Liverpool için korkutucu olmalı. Ligdeki Arsenal, Man Utd ve Chelsea maçlarında varlık gösteremeyen Liverpool ise bu maçları nedense daha değişik oynuyor. Ligde bu seneyi istinaden erken geri düşmeleri belki Şampiyonlar Ligi'ni öncelik sıralamasında üste koymalarını sağlıyor olabilir ama ligdeki maçlarla bu maçlar, hatta ve hatta Chelsea ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçları arasında inanılması güç bir fark var. Oturmuş defansif anlayış ve orta sahadaki ekstra mücadeleci prensibin Inter karşısında tutmasının zor olacağını düşünsemde Liverpool'un bu maçlarda ne kadar üst düzeye çıkabileceğini görmüş olmam erken yorumları törpülüyor. İlk maçta gol yemeden alacağı bir galibiyet Liverpool'a turu getirebilir. Ama kazanamazlarsa işleri zor.
 üzerinde sınırlı kalmadığını düşünüyorum. Milan haftasonu hiç göze batan hata yapmadı, belki de hiç yapmadı ama yoktan iki gol var ettiler. Crespo yavaş yavaş ideal onbirden kaymaya başladı, sol tarafta Chivu ve Maxwell önlü arkalı oynuyorlar önemli maçlarda ve bu Chivu transferine bir anlam kazandırdı. Chivu'nun zaman zaman Cordoba'yla yer değiştirmesi ve hücuma çıkması akıllıca bir plan çünkü Cordoba'nın saçma sapan koşuları komik bir şekilde rakip savunmanın dengesini bozuyor. Hala Vieira'sız oynamaları, Stankovic'siz maçlarda hiç sırıtmamaları Liverpool için korkutucu olmalı. Ligdeki Arsenal, Man Utd ve Chelsea maçlarında varlık gösteremeyen Liverpool ise bu maçları nedense daha değişik oynuyor. Ligde bu seneyi istinaden erken geri düşmeleri belki Şampiyonlar Ligi'ni öncelik sıralamasında üste koymalarını sağlıyor olabilir ama ligdeki maçlarla bu maçlar, hatta ve hatta Chelsea ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçları arasında inanılması güç bir fark var. Oturmuş defansif anlayış ve orta sahadaki ekstra mücadeleci prensibin Inter karşısında tutmasının zor olacağını düşünsemde Liverpool'un bu maçlarda ne kadar üst düzeye çıkabileceğini görmüş olmam erken yorumları törpülüyor. İlk maçta gol yemeden alacağı bir galibiyet Liverpool'a turu getirebilir. Ama kazanamazlarsa işleri zor. Forvetin Totti olduğu beşli orta saha başlarda bir kumar olarak gözüküyordu ama ufak modifikasyonlarla şu anki haline geldi. şu anki düzende Taddei ve Mancini daha efektif, Perrotta daha defansif, Totti daha çok oyunu yönlendirme işleriyle ilgileniyor, Vucinic daha çok şans buluyor. Yine de bu tip maçlarda Vucinic'in olmaması daha hayırlı. Real Madrid'in yaratıcı adamlarla dolu orta sahası Nistelrooy için pek çok şans yaratıyor ve Roma defansında Nistelrooy'la eşleşicek adam bulmak problem olabilir, bu Raul'a ek şanslar yaratabilir, en büyük problem Real Madrid'e karşı oynayan her takım için olduğu gibi bu. Ancak Roma'nın orta sahası Real Madrid'e üstünlük sağlayacaktır, özellikle iç sahadaki maçta golsüz beraberliği ön plana alacaklarını düşünüyorum. Real Madrid içerdeki maçlarda fazla ofansif takılıp dengeyi kaybederken dışarda daha sağlam bir görüntü çiziyor. Yine de deplasmanda Real Madrid'le oynamak hiç kolay olmadı ve olmayacaktır. Serinin favorisi Madrid ama iç sahada gol yemezse neden Roma olmasın?
Forvetin Totti olduğu beşli orta saha başlarda bir kumar olarak gözüküyordu ama ufak modifikasyonlarla şu anki haline geldi. şu anki düzende Taddei ve Mancini daha efektif, Perrotta daha defansif, Totti daha çok oyunu yönlendirme işleriyle ilgileniyor, Vucinic daha çok şans buluyor. Yine de bu tip maçlarda Vucinic'in olmaması daha hayırlı. Real Madrid'in yaratıcı adamlarla dolu orta sahası Nistelrooy için pek çok şans yaratıyor ve Roma defansında Nistelrooy'la eşleşicek adam bulmak problem olabilir, bu Raul'a ek şanslar yaratabilir, en büyük problem Real Madrid'e karşı oynayan her takım için olduğu gibi bu. Ancak Roma'nın orta sahası Real Madrid'e üstünlük sağlayacaktır, özellikle iç sahadaki maçta golsüz beraberliği ön plana alacaklarını düşünüyorum. Real Madrid içerdeki maçlarda fazla ofansif takılıp dengeyi kaybederken dışarda daha sağlam bir görüntü çiziyor. Yine de deplasmanda Real Madrid'le oynamak hiç kolay olmadı ve olmayacaktır. Serinin favorisi Madrid ama iç sahada gol yemezse neden Roma olmasın?
 İç sahadaki maçları kazanmaları tabii ki muazzam ancak bunun seyirci motivasyonundan daha çok, artık Avrupa'da üst düzey oynayan takımlar gibi iç saha ve dış saha için belli prensipler edinmiş ve bunları disiplinle uyguluyor olmaları. Bu noktada Fenerbahçe'nin asıl tehdidinin Kadıköy'de oynayacağı maç olacağını düşünen bir Sevilla avantaj ya da dezavantaj olabilir, Zico muhteşem performasına rağmen bu durumdan kâr yapabilecek taktik beceriyi gösterebilir mi bilemem. Bence eldeki malzeme Sevilla'yı elemeye uygun çünkü onların oyununu tek yönlü olarak nitelendirebiliriz. İçerde de, dışarda da ne oynayacakları belli Juande Ramos sonrası. Bu sebeple Fenerbahçe içerdeki ofansif oyun şablonundan biraz ödün vermeli ve Wederson-Carlos, Önder-Gökhan kanatlarıyla oynamalı diye düşünüyorum. Lugano'nun tarzı da topu yere indirmeyi seven hızlı Sevilla hücum hattı için biraz yavaş kalabilir ki bence temel problem bu. Fenerbahçe ne olursa olsun iç sahada mümkünse gol yemeden kazanmalı.
 İç sahadaki maçları kazanmaları tabii ki muazzam ancak bunun seyirci motivasyonundan daha çok, artık Avrupa'da üst düzey oynayan takımlar gibi iç saha ve dış saha için belli prensipler edinmiş ve bunları disiplinle uyguluyor olmaları. Bu noktada Fenerbahçe'nin asıl tehdidinin Kadıköy'de oynayacağı maç olacağını düşünen bir Sevilla avantaj ya da dezavantaj olabilir, Zico muhteşem performasına rağmen bu durumdan kâr yapabilecek taktik beceriyi gösterebilir mi bilemem. Bence eldeki malzeme Sevilla'yı elemeye uygun çünkü onların oyununu tek yönlü olarak nitelendirebiliriz. İçerde de, dışarda da ne oynayacakları belli Juande Ramos sonrası. Bu sebeple Fenerbahçe içerdeki ofansif oyun şablonundan biraz ödün vermeli ve Wederson-Carlos, Önder-Gökhan kanatlarıyla oynamalı diye düşünüyorum. Lugano'nun tarzı da topu yere indirmeyi seven hızlı Sevilla hücum hattı için biraz yavaş kalabilir ki bence temel problem bu. Fenerbahçe ne olursa olsun iç sahada mümkünse gol yemeden kazanmalı.
 


 







 Neyse maça dönelim. Mayweather hakkında sevmediğim bir şey var. Seri yumruklarla karşılaşınca hafif arkasını dönerek gard alıyor ve rakibin koltuk altına doğru yönleniyor. Kural ihlali yaptığını söylemiyorum ama hafifçene arkasını döndüğü zaman rakibinin yumrukları kafasının arkasına veya sırtına doğru geliyor ve hakem mecburen araya girmek zorunda kalıyor. Bu şekilde komik bir pozisyon da oldu maçta. Floyd arkasını döndü ve Hatton'ın yumruğu kafasının arkasına geldi ve Floyd yere düşerken tabi ki bu bir knock-down olarak kabul edilmedi ve Hatton'dan puan silindi. Bunu akabinde Ricky Hatton maç başladıktan sonra arkasını dönerek küçük bir tepki koydu ve tribünden büyük bir kahkaha ve alkış aldı. Ancak bu tepkinin asıl sebebi Hatton'ın moralman düşmeye başlamasıydı. Keza her numarayı denemesine karşın bir türlü net yumruklar indirememesi ve üstüne üstlük karambol anlarında aradan sürekli rahatsız edici yumruklar alması onu maçtan biraz koparmaya başlamıştı.
Neyse maça dönelim. Mayweather hakkında sevmediğim bir şey var. Seri yumruklarla karşılaşınca hafif arkasını dönerek gard alıyor ve rakibin koltuk altına doğru yönleniyor. Kural ihlali yaptığını söylemiyorum ama hafifçene arkasını döndüğü zaman rakibinin yumrukları kafasının arkasına veya sırtına doğru geliyor ve hakem mecburen araya girmek zorunda kalıyor. Bu şekilde komik bir pozisyon da oldu maçta. Floyd arkasını döndü ve Hatton'ın yumruğu kafasının arkasına geldi ve Floyd yere düşerken tabi ki bu bir knock-down olarak kabul edilmedi ve Hatton'dan puan silindi. Bunu akabinde Ricky Hatton maç başladıktan sonra arkasını dönerek küçük bir tepki koydu ve tribünden büyük bir kahkaha ve alkış aldı. Ancak bu tepkinin asıl sebebi Hatton'ın moralman düşmeye başlamasıydı. Keza her numarayı denemesine karşın bir türlü net yumruklar indirememesi ve üstüne üstlük karambol anlarında aradan sürekli rahatsız edici yumruklar alması onu maçtan biraz koparmaya başlamıştı.




 Her şeyden önce sponsor bulmak gerekli. Toplamda ilk sefer için 20-25 bin euro'ya yakın masrafınız var. Motosikletin el yapımı ralli donanım parçaları, ralli kayıt bedeli, motosikletin bakımı ve nakliyesi.. Saymakla bitmez. Önce bir dosya hazırlayıp, AMS Group yöneticilerini ziyarete gittim. AMS’nin Türkçe açılımı Havacılık Yönetim Çözümleri. Sivil havacılık sektöründe, genç ve vizyon sahibi bir kadroyla hizmet vermekteler. Sunduğum projenin Fatih Bey tarafından kabulünden sonra bana düşen, fiziki dayanıklılık ve motosikletli antrenmanları disiplinli bir şekilde Nisan ayından yarıştan bir hafta önceye kadar devam ettirdim. Yaklaşık 5 ay. Kolay olmadı. Sabahları 5’te kalkıp antrenman yapıp işe gitmek. Akşamları spora gidip saat 10’da uyumak pek alışkın olduğun bir hayat tarzı değildi. Haftada, yaklaşık 12-15 saat ormanda antrenman, 10 saate yakın spor salonu, sosyal hayatınızdan feragat etmenizi gerektiriyor. Bunun üzerine birde Dakar bitirmiş ve birçok kere düşülmüş bir motosikletin  yeniden yarışabilecek hale getirilmesi ve yeniden boyanıp yeni tasarımına sahip olması epey bir zaman aldı. Bunun dışında ralli esnasında servis desteğim olmadığından karşılaşacağım mekanik sorunların çözümleri için kendimi geliştirmem gerekti.
 Her şeyden önce sponsor bulmak gerekli. Toplamda ilk sefer için 20-25 bin euro'ya yakın masrafınız var. Motosikletin el yapımı ralli donanım parçaları, ralli kayıt bedeli, motosikletin bakımı ve nakliyesi.. Saymakla bitmez. Önce bir dosya hazırlayıp, AMS Group yöneticilerini ziyarete gittim. AMS’nin Türkçe açılımı Havacılık Yönetim Çözümleri. Sivil havacılık sektöründe, genç ve vizyon sahibi bir kadroyla hizmet vermekteler. Sunduğum projenin Fatih Bey tarafından kabulünden sonra bana düşen, fiziki dayanıklılık ve motosikletli antrenmanları disiplinli bir şekilde Nisan ayından yarıştan bir hafta önceye kadar devam ettirdim. Yaklaşık 5 ay. Kolay olmadı. Sabahları 5’te kalkıp antrenman yapıp işe gitmek. Akşamları spora gidip saat 10’da uyumak pek alışkın olduğun bir hayat tarzı değildi. Haftada, yaklaşık 12-15 saat ormanda antrenman, 10 saate yakın spor salonu, sosyal hayatınızdan feragat etmenizi gerektiriyor. Bunun üzerine birde Dakar bitirmiş ve birçok kere düşülmüş bir motosikletin  yeniden yarışabilecek hale getirilmesi ve yeniden boyanıp yeni tasarımına sahip olması epey bir zaman aldı. Bunun dışında ralli esnasında servis desteğim olmadığından karşılaşacağım mekanik sorunların çözümleri için kendimi geliştirmem gerekti.
 Kuraların çekilmesinden sonra bloga bir yorum yazamadık, grupları veya takımları değerlendiremedik. Ancak herkesin kurayı görür görmez aklında bir takım fikirler belirdi, kim çıkar - kim çıkamaz yorumları yapıldı. Ben blog sakini olarak hadiseye bir güç degesi şablonuyla kafadan giriş yapayım dedim. Zamanla ve gerçekleşecek değişikliklerle rötuşlanacak, en ham sıralamam şu şekilde:
Kuraların çekilmesinden sonra bloga bir yorum yazamadık, grupları veya takımları değerlendiremedik. Ancak herkesin kurayı görür görmez aklında bir takım fikirler belirdi, kim çıkar - kim çıkamaz yorumları yapıldı. Ben blog sakini olarak hadiseye bir güç degesi şablonuyla kafadan giriş yapayım dedim. Zamanla ve gerçekleşecek değişikliklerle rötuşlanacak, en ham sıralamam şu şekilde: 
  katılmasına da, ortak evsahibi hadisesi işin içine girdiğinden beri olay tatsızlaştı. Şöyle ki, İsviçre ve Avusturya'nın kontenjandan gelen seribaşılığı, Yunanistan'ın son şampiyon sıfatıyla birleşince güçlü takımlar birinci torbadan kaçma yarışına girdiler. Hollanda Beyaz Rusya'ya kaybetti ama yetmedi, Almanya evinde Galler'le berabere kalınca. Avusturya'ya gelince; ne takımı sürükleyecek oyuncuları var, ne korkulacak bir performansı, ne bu kadrodan mucize yaratacak bir teknik ekibi. Seyirci motivasyonu belki puan almalarına yardımcı olur ama gruptan çıkmaları imkansız.
katılmasına da, ortak evsahibi hadisesi işin içine girdiğinden beri olay tatsızlaştı. Şöyle ki, İsviçre ve Avusturya'nın kontenjandan gelen seribaşılığı, Yunanistan'ın son şampiyon sıfatıyla birleşince güçlü takımlar birinci torbadan kaçma yarışına girdiler. Hollanda Beyaz Rusya'ya kaybetti ama yetmedi, Almanya evinde Galler'le berabere kalınca. Avusturya'ya gelince; ne takımı sürükleyecek oyuncuları var, ne korkulacak bir performansı, ne bu kadrodan mucize yaratacak bir teknik ekibi. Seyirci motivasyonu belki puan almalarına yardımcı olur ama gruptan çıkmaları imkansız.






