05 Mart 2008

Bugünün maçları


Roma, Real Madrid deplasmanına çıkarken akıllara şüphesiz geçen seneki Manchester United deplasmanı geliyor. Tıpkı bu turda olduğu gibi, Roma ilk maçı yine üstün bir oyunla 2-1 kazanmış, fakat deplasmanda seyirci baskısının altından kalkamamış ve savunma dengesini daha santra düdüğüyle birlikte kaybetmişti. Böyle önemli bir maçta, aradaki farkı asla yansıtmayan 6 farklı skorun bazı açıklamaları olabilir. Totti dışında -ki Totti de kendi kalibresindeki yıldızlar arasında en az Şampiyonlar Ligi maçı oynayanlardan biridir- bu düzeyde maç oynayan oyuncu sayısı çok azdı ve Manchester'ın ilk maç skoruna bakınca gereksiz gibi gözüken baskısı karşısında aciz kalmışlardı. Takımın en güvenilir oyuncularından De Rossi bile bu salgından fazlasıyla etkilenmişti. Yine Roma, Taddei ve Perrotta'nın eksikliklerinde ileri uçta Vucinic'i kullanmak zorunda kalmış ve orta sahada Wilhelmsson'un da varlığıyla çok zayıf kalmıştı.


Bu maçta Roma as kadrosuyla sahaya çıkma ayrıcalığına sahip ve Real Madrid de aksine kendi şablonunun dışına çıkmak zorunda kalacak. Van Nistelrooy ve Robben'in yokluğu sebebiyle Real maça Raul'u kaleye daha yakın oynatıp yanlardan Robinho ve Baptista ile destek verecek. Arkalarında ise Guti, Diarra ve Gago ile mücadele edecek. Roma'nın Real'e karşı en büyük avantajı nedir? Roma alan savunmasına çok çok iyi yapan bir takım olduğundan dolayı van Nistelrooy'un yokluğunda konsantrasyonunu daha fazla kenarlara yayacak ve bu Real Madrid'in olgun ataklarında pozisyon bulma şansını azaltacaktır. İlk maçı hatırlayalım, Real Madrid maçın çok büyük kısmında baskı kuran takım olarak gözükse de bu Roma'nın hızlı hücumlarına ve yerleşik savunmasına uygun bir sistemdi ve Roma iki güzel akınla Real'i yenmeyi başardı. Bu maçta takımın en yetenekli ve yaratıcı oyuncusu olarak yansıyan Robinho dönse de, Robben ve onun Robinho ile getirdiği pozisyonları bitirme konusunda uzman v. Nistelrooy'un yokluğunda Real'in bu kurguyu çözmesi zaman ve sabır azaldıkça zorlaşacak. Roma'nın, işini uzatmaya bırakmadan ve Real'e yenilmeden bu turu götürmesini bekliyorum ancak maçın başındaki konsantrasyon ve erken gelecek baskıya verilecek yanıt çok önemli, zira Roma'nın konsantrasyonu Serie A'daki bazı polemiklerle hayli bozuldu. Ama işin içine Milan ve muhtemelen İnter'in elenecek olmasıyla tek temsilci durumuna gelmenin motivasyonu girecek ve bu ulusal liginde rakibi İnter'e gerekli cevabı veremeyen Roma için eşi bulunmaz bir fırsat.


Porto kendi liginde şampiyonluğu neredeyse garantilemişken, Schalke Bundesliga'da haftasonu aldığı Bayern mağlubiyetiyle yarıştan iyiden iyiye koptu. Porto'nun morali çok yerinde ve Quaresma "İlk golü atsak bu takımı parçalarız, 2-3 tane atmadan da göndermeyiz" diye açıklamalar yapıyor, takım arkadaşlarını gazlıyor. Öbür tarafta Schalke bir yıkıntının eşiğinde ve kaptan Bordon "Takımda varını yoğunu ortaya koymak istemeyen oyuncular var ve onlar kendilerini biliyorlar" diyor. Bu eşleşmede yine bence görmezden geinmeyecek bir gerçek var ki o da İngiltere-İspanya-İtalya-Almanya liglerinin başaltı takımlarının konsantrasyonunun Portekiz-Yunanistan-Hollanda-Fransa ve hatta Türkiye gibi ülkelerin güçlü takımlarına göre konsantre olma konusunda daha büyük sıkıntı yaşamaları. Bunun sebebi de büyük liglerdeki başaltı takımlarının Şampiyonlar Ligi alışkanlıklarının ve sürekliliklerinin diğer ülkelerde sürekli şampiyonluk yaşayan ya da Şampiyonlar Ligi vizesini kapan takımlara karşı bu ligde oynama konusunda daha az tecrübe sahibi olmalarını gösterebiliriz.


Ancak olayın bir de diğer boyutu var. Porto'lu oyuncuların çok iddialı açıklamalar yaptığı bir ortamda Schalke'li oyuncular avını bekleyen kurt gibi sessiz ve pusuda gözüküyorlar. Avantajlı halde bulunan takım çok konuşmuyorsa o işten her zaman korkmak gerekir. Bir de Schalke'nin skor avantajı onlar için bu maçta çok faydalı olacak zira Porto'dan bir gol yemeleri halinde bile açılıp gol atmak için kendilerini kasmaları gerekmeyecek. Bu haldeki bir maçın, Schalke'nin kontra atak becerisinin de fazla gözönüne alınacak kadar iyi olmadığını düşündüğümden dolayı, uzun süre 0-0 gideceğini tahmin ediyorum. Schalke'nin maçı kazanma şansı bence bir hayli düşük ancak Porto'nun Quaresma'nın hayallerindeki gibi farklı galibiyetten de uzak olduğunu belirtmekte fayda var. iddaa'cılara Porto çifte şans ya da alt tüyoları vermekten çekinmem.


Chelsea tek forvetli Mourinho sistemini bu maç için benimsemiş gözüküyor. İlk maçtaki 0-0'lık skor avantajlı gibi gözüksede yenilecek gol maçı çok sıkıntıya sokacağından, Chelsea'nin temkinli davranacağını ve gol için fazla acele etmeyeceğini düşünüyorum. Avram Grant fena bir performans sergilemese de özellikle iç sahada yenilen sürpriz gollerin sayılarının artması ve stres katsayısı yüksek maçlara takımı hazırlayamaması eksikleri. En azından kadro olarak maçta acele etmekten uzak bir mantaliteyi tercih edeceğinden şüphem yok. Uzun zaman sonra Lampard ve Ballack'ı sahada beraber görme ihtimalimiz var. Tüm bu yorumların yanında, her ne olursa olsun Chelsea'nin tur geçme şansının Olimpiakos'a göre çok daha yüksek olduğunu belirtmekte bir sakınca yok.

Hiç yorum yok: