10 Kasım 2007

Amerika'lılar futbolu sever mi?


Beckham'a saçtığı paralarla dünya spor gündemine oturan LA Galaxy, şimdi de Ruud Gullit'le anlaşarak iddiasını ispatlamaya çalışıyor. Becks'in geldikten kısa bir süre sonra sakatlanmasına ve ligin dibine demir atmalarına rağmen Gullit, takımı yönetecek olmaktan heyecan duyduğunu söylemiş. İkinci cümlesi de "Beckham'a kimseden farklı davranmayacağım".

Gullit'in biraz tribüne oynadığı belli. Futbola ilginin olmadığı bir ülkede lig sonuncusunu yönetmek pek de heyecanlı olmasa gerek. Amerika milli takım bazında başarılı bir ülke; ancak halkın hâlen futbolu izbandut gibi adamların elinde topla koşması olarak algılamaları, güzelim 'ayaktopu'na soccer adını takmaları gibi faktörler bâki kaldıkça futbolunun baharını yaşayan oyuncuları çekecek bir atmosfer yaratmaları çok zor. Amerika isterse futbolun NBA'ini kurar argümanı bana hep komik gelmiştir, böyle bir şeyin gerçekleşmesine ihtimal verenler de öyle.


Bu noktada, iyi veya kötü, futbolu sevdirecek elçi görevini göre Beckham'a takımdaki diğer adamlardan farklı davranılmayacak olması biraz da dökülen paraya yazık dedirtiyor. Beckham Amerika'lıların futbola olan sevgisini/ilgisini artırmak gibi görünen amaç dışında, dünyanın kaliteli futbolcuları için bulunduğu yeri cazip hâle getirmek gibi bir misyonu da yüklendi farkında olmadan. Kendisini özel hissetmezse bunu yansıtamaz ve bu noktada Amerika sadece parayla cazip bir futbol ülkesi olamaz. Bu nedenle Gullit'e yeni görevinde başarılar dilerken, Beckham'la iyi geçinmesini öneriyorum.

Not: Futbolu futbolcular yönetir hesabı, LA Galaxy'nin general manager Alexi Lalas'mış, tanırsınız. Üstteki resimde en solda kendisi. En sağdaki de yine ünlü Amerika'lı topçulardan Kobi Jones, Gullit'in asistanlığını yapacak.

Hiç yorum yok: