18 Ocak 2008

Kortta tribün yapmak, Baghdatis ve biber gazı

Nerdeyse 4. tura gelindi ve adamakıllı birşeyler yazamadım henüz. Sağda solda da yerli malı okunacak güncel herhangi bir şey olmamasına da yıllardır alışkınız, gazetelere değinmeye zaten gerek yok Bir tane alternatif günlükte, Hewitt'in son zamanlarda oyununu olgunlaştırdığı ya da Roddick'e "ağır çeyrek adayı" denmesi gibi içi boş, dışı beylik şeyler okudum, sıkıntı bastı. Her neyse, turnuva güzel gidiyor diyip (hatta şu ana kadarki en iyi maçı izliyorum bi yandan, Kohlschreiber bir harika) başka şeylerden bahsetmek istiyorum.

Yukarıda iyi başladı dedim ama aslında yine olaylı başladı demek daha doğru. Tribünler tabi ki. Çok geriye gitmeye gerek yok. 2006'da Baghdatis'in finale kadar gelmesiyle dikkat çeken, her maçında arkasına ateşli bir taraftar alması ve oyun içerisinde sorun yaratan bu tribün işi sorgulanmıştı. Geçen sene daha açılış gününde, tribünde şirket yapan Sırplar ve Yunanlar, Hırvatlar'la yumruklaşmış, 150'ye yakın kişi korttan atılmıştı. Bu sene de yine daha ilk turda, Gonzalez-Economidis maçında tenis işine iyice sarmaya başlayan Yunanlar, hakemin ihtarlarına rağmen maçla alakasız ayrı bir şov işine girince polis müdahele etti. Kriket veya rugby maçlarında daha önce bu tip bir durumla karşılaşmayan, Avrupalı meslektaşlarına göre daha bir tecrübesiz Melbourne polisi de biber spreyiyle tribüne girdi ve içlerinde Baghdatis'in kuzeninin de bulunduğu grup dışarı atıldı.

Genelleme yapmadan önce biraz da Melbourne hakkında konuşalım. Melbourne, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yüksek göç alan Avustralya'nın belki de en entarnasyonel şehri. İngilizler'i saymazsak, büyük bir Yunan ve İtalyan nüfusu var. Yine benzer sebeplerden dolayı Kıbrıs'tan hem Rum, hem Türk göç alan; kısaca her 3 insanın 1'inin yurtdışında doğduğu bir şehir. Farklı kültürlerin bir arada yaşadığı her şehir gibi, Melbourne'de de konservatif ve milliyetçi cemaatler olması kaçınılmaz. Yılda sadece bir kez, AO'la dünyanın ilgisini çeken bir şehirde ön plana çıkmayı isteyen kanı kayanayanlar tahmin edilebilir bir durum olarak da nitelendirilebilir. Bunu kafamızdan sallamıyoruz tabi ki, 2006'da Baghdatis bile kendisine tribün yapan Hellas Fan Club için tenisi bilmediklerini, kortta nasıl davranmaları gerektiğini onlara anlatmaya çalıştığını, televizyonda gördükleri futbol tribünlerini örnek aldıklarını söylemişti. Bu seneki biber spreyi olayının ardında da bu durum var.



Sonra Baghdatis'in videosu ortaya çıktı. Seks kasedi değil tabi. Yukarıdaki biber spreyi olayında gözaltına alınan Hellas Fan Club'ın başkanı Chris Vlahogiannis ve Baghdatis bir barbekü partisinde, sarmaş dolaş tezahürat yapıyorlar, ellerde meşalelerle. Tezahüratlar, "Turks out of Cyprus!" ve "Greece! Greece and Macedonia should be together!" manasında. Şu an Avustralya'da manşet haberlerden biri bu. Yunan dernekleri, Baghdatis'in o an milli marşı söylediğini, tezahüratın birden başladığını, videoda da Baghdatis'in ağzının gözükmediğini falan söyleyip kıvırıyorlar. Türkler, işin ırkçılığa dönüştüğünü, Baghdatis'in Melbourne'de iyi anlaşan Türkler ve Yunanlar'ın arasında hır çıkaracağını neden gösterip turnuvadan men edilmesini istiyor. Bir Yunan takımı olan South Melbourne FC’nin başkanı Leo Athanasakis de Vlahogiannis’in daha önce 10 sene boyunca takımlarının maçlarından men ettikleri bir baş belası olduğunu söylüyor. Kortlar herkese açık tabi ama gerginlik seviyesi Avrupa’nın yanında Susam Sokağı gibi kalan yerlerde holiganım şekli koyuyorsan, biber spreyi çekince de ciğerine, ağlamayacaksın.

Baghdatis'in dedikleri de ortalığı daha da ısıtacak gibi. Özür dilemedi ve ülkemin çıkarlarını düşünüyorum vs. diyerek herkesin yumuşatmaya çalıştığı olayı biraz daha tahrik etmiş. Economidis'in maçında atılanları da savunmuş. Marcos ülkesinin çıkarlarını düşüneceğine, 2006 finaline saygı göstermeyenlere kendini nasıl kanıtlaması gerektiğini düşünmeli. Bakış açısının da çözülmesi gereken bir durumun çözüm aşamasına yardımcı olup olmadığını da düşünmeli. Kısacası bir GS sırasında kort dışı şeyler düşünmemeli. Bu arada görüntüler geçen seneye ait. Baghdatis'i aslında severim, eğlenceli bir adamdır kortta. Ancak bu videoyu izledikten sonra göstermeye çalıştığı gibi bir adam olmadığına kanaat getirdim. Demek istediğim, böyle gürültülü maçlardan sonra mikrofonlara tribündekilere şaşırmış şekilde konuşması kendiyle çelişiyormuş.

Bu tatsız konuyu kaparken, elde kalan kortta biber spreyi kokusu ve bir tenisçinin siyaset merakı. Sonra Roddick'in Baghdatis tribünü için yorumu geliyor aklıma, keyfim yerine geliyor.

"It’s going to be my hot chicks against his sweaty dudes."

Hiç yorum yok: