Sonunda tenis sezonu açıldı, yavaş yavaş hareketlenmeler başladı Aussie Open'a doğru. Hindistan'da Chennai turnuvası vardı bu hafta, bir kaç enteresan iş yaşandı, Nadal merkezli.
Nadal'la Moya'nın birbirine ne kadar yakın olduğunu bilmeyen yoktur heralde. Nadal daha çocuk sayılabilecek yaşta o zamanların en popüler adamlarından birinin kanatlarının altına girmiş, şanslı ve yetenekli bir veletti. Hatta Andy Murray'le güzel bir hikayeleri vardır. Bir gençler turnuvası zamanında, Nadal'la Murray tanışırlar. Nadal, Murray'e kimle çalıştığını sorar, Murray annesiyle çalıştığını söyler ve aynı soruyu Nadal'a o sorar bu sefer. Nadal, "Carlos Moya." der. Murray de hatta ertesi gün annesini ikna eder ve Barcelona Tenis Akademisi'ne kaydolur. Her neyse, konudan konuya girdik, aklıma gelmişken anlatayım dedim.
Chennai'de yarı finalde eşleşti Moya ve Nadal. Birbirleriyle sayısız antreman yapmış iki adamın maçı her zaman keyifli olur. RG'da da yazın karşılaştılar aslında ama o maçı Nadal ezerek almıştı, işime yarayan bir örnek değil, o yüzden geçelim onu. Dün geceki yarı final maçı tam 3 saat 54 dakika sürdü. 6-7(3), 7-6(8), 7-6(1). Bu süre, son 15 yılın "best of 3" olarak oynanan en uzun maçı.
Finali soran olursa, Youzhny Nadal'ı 6-0, 6-1'le ve sadece 58 dakikada ezerek yendi. Bisepslerinin göözümüze soktuğu üzere, fiziksel olarak oldukça güçlü biri olmasına karşın, Wimbledon ve US Open'dan sonra burada da fiziksel sorunlar yüzünden problemler yaşaması ironik. Eyvallahı verdiğim nokta, genç yaştaki egosunu şişirmesi gereken bir konumda olmasına rağmen, eksikleri hakkında inanılmaz açık sözlü olabilmesi. Moya mı? Umarım bu sporu hiç bir zaman bırakmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder