16 Mayıs 2008

Olimpiyat Efsaneleri #8


Olimpiyat jeneriklerinde muhakkak yer alması gereken sporcular vardır, müthiş başarılarını kariyerlerine yaymış, arkalarından gelenlere örnek olmuş, kişiliğiyle ve azmiyle. Jeneriklerde yer almayacak olmasına rağmen, kısıtlı yetenekleri veya sakatlıkları mücadele etmesini engellememiş sporcular vardır, Olimpiyat ruhunu canlandıran ve yansıtan. Greg Louganis iki klasmanın da dışında, uç noktalarda gezindi, başarı hikâyelerinin ve skandalların başrolünde oldu kariyeri boyunca.

Louganis’in kariyerinde dört Olimpiyat altını var. 1976’da, henüz 16 yaşındayken ilk tecrübesini yaşadı. O yarışmada sadece platform dalışına katıldı (10 metre platform ve 3 metre sıçrama tahtası olarak ikiye ayrılır dalış müsabakaları) ve bu dalda üst üste üçüncü altınını cepleyen İtalyan Klaus Dibiasi’nin arkasından ikinci olmayı başardı. Moskova’daki Olimpiyatlara kadar olan süreçte Amerikan üniversiteleri kendisine burs yağdırdı. Miami’de başladığı eğitimini California’da tamamladı ve 1981’de Sanat diploması sahibi oldu.


Louganis bir İsveç/Samoa kırmasıydı ama bu 1980 Olimpiyatlarındaki boykota takılmasına engel olmadı. Onun yokluğunda altınları pek de parlak isimler olmayan Falk Hoffmann ve Alexandr Portnov götürdüler. 1984 Olimpiyatlarında ise soğuk savaşın diğer tarafı Rusya Los Angeles’a sporcu göndermezken, Louganis Carl Lewis ile birlikte "the official (fill in the blank) of the Olympics" şeklindeki Amerikan sloganının yüzleri oldular.

Louganis ön planda olmasının hakkını verdi, ve daha o zamandan kariyerini ulaşılması imkansız noktaya çekmesi muhtemel 1980 altınının değeri halk tarafından biliniyordu. Boykot onun belki de olması gerektiği noktanın altında kalmasını sağladı. Louganis 1984'te hem 3 metrede hem de 10 metrede şampiyon oldu.

Louganis’in efsane sıfatını her anlamda hak ettiği şampiyona ise 1988 Olimpiyatları idi. Favoriydi ve altını rahat kazanması bekleniyordu. 19 Eylül 1988’de, 10 metrede dokuzuncu dalışı olan 2½ ters parendede kafasını platforma çarptı ve kanlar içinde girdi havuza. "Platforma o kadar yakın olduğumu farketmemiştim, çarptığımda bir tür şok oldu. Ancak şunu söyleyebilirim ki, o an kafamdan çok gururumu incitmiştim" dedi olaydan sonra. Gururunu hakikaten incitmiş olacak ki, ciddi dikiş gerektiren açılmayı geçici dikişlerle kapattığı 35 dakikalık bir tedavi sürecinden sonra geri dönüp atlayışlarını tamamladı ve altını kazandı. Bu şampiyona, onun hem 3 metre sıçrama tahtası hem de 10 metre platformda altın aldığı üst üste ikinci Olimpiyat oldu ve bunu başaran tek sporcu o.

Louganis aykırı adam demiştik. 1987’de Playgirl dergisine poz verdiği zaman kimse şaşırmamıştı. 1994’te gay olduğunu açıklaması da o dönem için bir şoktu. 1994 Gay Oyunlarında anonsçuluk yaptı ve bu durumun onun için ne kadar normal olduğunu gösterdi, belki de gay sporculara iyilik yaptı. Ancak asıl şok, 1995’te Eric Marcus’un yardımıyla kaleme aldığı otobiyografisi Breaking the Surface’da yaptığı açıklamalarla oluştu. Louganis, HIV pozitif olan eski bir partnerinin ona tecavüz ettiğini satırlara döktürmüştü. Satırların bir kısmı şu şekilde Türkçe’ye çevirilebilir.

Tom işini bitirdiğinde, üzerimden kalktı ve bir süre orada durdu, bıçak hâlâ elindeydi ve azından bir kelime bile çıkmıyordu. Ben ağlayarak onu içine düşürdüğüm durum için, uçurumun kenarına ittiğim ve bu kadar kızdırdığım için, beni bu şekilde cezalandırmasını sağladığım için üzgün olduğumu söylüyordum… Yatakta, söyledikleri için haklı olduğunu düşünerekten, öylece uzanmış ağlıyordum, hak ettiğimi düşünüyordum. Eve dönerken polise uğramak ya da bir hastanenin önünde durup bana ne yaptığını anlatmak aklıma bile gelmemişti. Aslında bunu beş yıl boyunca kimseye anlatmadım… Sonraki gün bana yapabileceklerinden ve ondan hâlâ korkuyordum. Yaptıklarını kendime yedirmenin tek yolu bunun sadece ikimiz arasındaki bir olay olduğunu ve bunu yapmasının sorumlusunun ben olduğumu söylemekti. Bu nedenle olayın sorumluluğunu tamamen üzerime aldım ve kendi kendime ona karşı iyi olduğum sürece, bir daha böyle bir şeyin yaşanmayacağını söyledim.

Bu açıklamalar, Louganis’in kanını akıttığı havuza dalan diğer sporcuların müthiş bir korku yaşamasını sağladı çünkü Louganis AIDS virüsünü 1988 Olimpiyatlarından once kaptığını söyledi televizyonda. O sporcuların hiçbirinin vücudunda bir yara ya da kesik yoktu ve bu sebeple böyle bir virüsü kapmaları mümkün değildi, bu duruma inanmak için ise AIDS uzmanı doktor Anthony Fauci’nin durumu uzun uzun açıklaması ve herkesi iknâ etmesi gerekti. Kitabın piyasaya sürülmesi sonrasında su kıyafeti ve aksesuarı üreticisi Speedo dışında Louganis’in bütün sponsorları desteğini onun üzerinden çekti. Speedo ile Louganis’in anlaşması devam ediyor.

Otobiyografisinden 1997 yılında bir televizyon filmi yapıldı. 1999 yılında Louganis Betsy Sikora Siino’nun yardımıyla yazdığı ikinci kitabı olan For the Life of your Dog’u yayımladı.

Hiç yorum yok: