06 Mayıs 2008

Olimpiyat Efsaneleri #6

Olimpiyatlar ve Türkiye, bir araya gelince yazıya nasıl başlayacağını da bilemiyor insan ya da ben. Olimpiyat Stadyumu’nun ne halde olduğu düşünülünce ülkem de bana hiç yardım etmiyor açıkçası. Olimpiyat efsanesi denilince aklıma Halil Mutlu’dan başkası gelmiyor açıkçası. Göreceli olarak, Naim Süleymanoğlu daha büyük bir sporcu olarak kabul edilebilir; ancak sanırım tam da kısa şortlu zamanlarıma denk geldiği için Halil Mutlu’nun benim için yeri apayrıdır.

Ağırlığının bilmem kaç katının altındayken, tebessüm etmeyi hiçbir zaman eksik etmedi, Halil. (Kusura bakmasın; ama Halil’dir benim için, Halil Mutlu değil.) Her zaman da içtendi o tebessümü, asla abartmadı, asla.

Halil, şimdi imkansız için hazırlanıyor. 2005 senesinde yaşadığı talihsiz olaydan sonra, dördüncü kez olimpiyat şampiyonu olan tek halterci olmak için, eylülde bir yazıyı daha haketmek için çıkacak podyuma Pekin’de. Bu seneki Avrupa Şampiyonası’nda beklentileri karşılayamamış olabilir; ancak silkmede yaşadığı sakatlık ki ciddi olmadığı tahmin ediliyor (ki internette bu konuyla ilgili herhangi bir rapor bulmak imkansız ya da ben bilmiyorum aramayı, yazık...Elin Çinli curlingcisinin sol ayak baş parmağı burkulsa bir şekilde haberimiz olurdu, bu ülkede hep futbol hep futbol hep futbol...) ve uzun zamandır bu seviyelerde yarışmaması düşük performansının sebebi olabilir ya da performansını Pekin’e saklıyordur, yüklemesi ona göre yapılır, vs.

Alacaktır altını, şüphem yok bundan ve efsane kelimesi yetmeyecektir, rahat olun.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

naim sansını denedi ama sıfır cekti yapamadı, belki halil basarır ama cok zor, bu arada hamza yerlikaya defalarca pekin e gitmeyecegini acıklamasına ragmen katılması konusunda buyuk baskı goruyormus.