08 Ocak 2008

Bambaşka bir takım

Golden State Warriors an itibariyle ligin en heyecan verici takımı. Gittiği her takımdan bir şekilde istenmeyen adam olarak yollanan Stephen Jackson ve Hornets'i sakatlıklarıyla bıktıran Baron Davis artık bu takımın Captain Jack ve B-Diddy'si olarak anılıyorlar. Maçları tutkulu bir taraftar kitlesinin önünde oynuyorlar, Jessica Alba gibi ünlü taraftarlarla oyuncuların arası çok iyi, kendi tempolarını yakaladıkları zaman rakip Spurs de olsa Suns da olsa önlerine katıp süpürüyorlar.

İşin en heyecan verici -ve düşündürücü- kısmı, Stephen Jackson'ın şu anda ESPN gibi büyük bir sitede MVP adayı olarak gösterilmesi, hem de Duncan'ın Nash'in Dirk'ün oynadığı Batı Konferansı'nda. Baron ve Jackson arasında müthiş bir kankalık bağı var ve bu oyunlarına yansıyor. Dün akşam Spurs maça istediği tempoda başladı, İlk çeyrek 20 sayının altında tuttular rakibi, oyunu kontrol ettiler. Ama ikinci çeyrekte Monta Ellis'in başlattığı seriyle Spurs'ü kıstırdılar, ilk çeyrekte atamadıkları 20 sayıyı beş dakikada attılar, zaten bu tempoyu yakaladı mı Baron Davis'in penetrelerini kimse engelleyemiyor.

İkinci yarı ile birlikte Spurs tabii ki kendine geldi, yine de skoru kontrol edemediler, maçın son hücumunda müthiş çizilmiş ve uygulanmış bir setle Tony Parker sağ dipten el üstü üçlük kullandı, ve alışık olmadığımız biçimde soktu. Maç uzatmaya gidince yıllardır burun kıvırdığımız S-Jax'in zamanı başladı. "Son çeyrekte bir kaç şut kaçırmıştı ama ben ona sürekli atmaya devam et dedim, çünkü onun bu şutları sokabilecek olduğunu biliyorum" diye aktarıyor Baron bize durumu. Uzatmalarda 12 sayı attı Jackson ve eski takımını denize döktü, yanılmıyorsam Boykins'in 14 sayılık rekorunun da kıyısından döndü.

Small ball hadisesinin de bokunu çıkarmış durumdalar, rotasyona baktığımız zaman takımın üçüncü uzununun Stephen Jacko olduğunu görüyoruz. Geçen sene playofflarda Mavs karşısına en uzunun Al Harrington olduğu bir beşle çıkmışlar ve inanılmaz savunma yapmışlardı. O zaman Mavs'ın elenmesinin bir sürpriz olduğunu düşünüyordum ancak şimdi Jazz'a elenmelerinin bir sürpriz olduğunu düşünüyorum. Don Nelson'a bir şapka, henüz keşfedilmemiş oyuncuların yeteneklerini görmek bir uzmanlık işidir ancak bu sporun içinde yıllarını geçirmiş adamların ortaya koyamadıkları potansiyeli keşfetmek ve böyle bir kimya oluşturmak hiç bir koçun yapabileceği türden bir iş değil. Evet, bu takım tercih edilmemiş oyuncuların potansiyellerini zorladığı bir takım. İzlemek de bir zevk. Bu da onlar hakkında son girdi olmasın.

P.S.: B-Diddy'nin bir film fanı ve prodüktörü olduğunu biliyor muydunuz? İşte onun tüm zamanlarda 10 favori filmi:
1- The Godfather
2- Cidade de Deus
3- A Beautiful Mind
4- Friday
5- Menace to Society
6- American Gangster
7- Beverly Hills Cop
8- Pursuit of Happiness
9- Texas Chainsaw Massacre
(Couldn't watch it by myself, too scary - Hadi Lan!)
10- ET (When i was a kid, i wish he lived with me - Hahaha!)

Hiç yorum yok: