Gecenin büyük sürprizleri O. Marsilya, Shakhtar D. ve Olympiakos. Üçü de farklı hikayeler aslında. Marsilya'dan başlayalım. Haftasonu hocalarını kovup Gerets'i getirdiler. Daha 2-3 sene öncesine kadar 50 tane futbolcuya sahip sorunlarla boğuşan bir klüplerdi. Sağda solda ne kadar sorunlu adam varsa toplayıp batağa girdiler. Daha geriye gidersek daha büyük bir bataktan çıktıklarını anlayabiliriz. Şimdi bir zamanların büyük yıldız adayları Cissé, Zenden, Givet etrafında Taiwo ve Nasri gibi gelecekleri çok parlak adamlardan güzel kadro kurmuşlar. Cissé takımda kendini bulmuş gözüküyor. Ziani de takımı baya canlandırmış. Star sağolsun iki maçlarını da izledik. Liverpool karşısında Beşiktaş'ı yıkan Nasri yoktu, sonradan giren Valbuena 11 başladı ve Liverpool'un hiç beklemediği bir tempoda maçı oynayıp hak ederek kazandılar. Benitez sağolsun yine alakasız adamları rotasyon ayağına sahaya sürmüş, Marsilya'nın boğucu orta sahası büyük üstünlük kurdu haliyle. Benitez de yayından gözüktüğü kadarıyla bütün maç deftere bişeyler yazdı, neyin notunu alıyor merak ediyorum. Valbuena'nın jeneriklik golü de, galibiyetin tarihi önemi de Bolic - Man Utd ilişkisini hatırlattı. Şu an için grupta sağlam gözüküyorlar ancak öndeki üç maç çok mühim. Porto Liverpool gibi tufaya gelmez, CL için oynayan bir takım, rotasyonu varsa da ona göre yapar. Beşiktaş maçının da pek kolay geçeceğini zannetmiyorum. Liverpool'un Beşiktaş'a asılacağını düşünürsek, Marsilya maçı gurur meselesi haline gelebilir, gelmeyebilir de. Ama asıl sorun şu ki, Gerets iyi hocadır ama küçük düşünür. Bu galibiyet ona yeterse 6 puanla bile bitirebilir grubu Marsilya. Ama dün geceki futboldan sonra içime sinmez. Liverpool çıkamasın istiyorum bu gruptan, Benitez'in kendini beğenmişliklerinden sonra.
Lucescu'nun Shakhtar'daki dördüncü sezonu. Hep bayıltıcı defansif taktikleri ile tanırdık kendisini, şimdiki performansı yeniliklere açık ve akıllı bir antrenör olduğunu ispatlarca. Buradaki yıllarından alışık olmadığımız şekilde 4 tane Brezilya'lı yerleştirmiş 11'e. Lucarelli transferi de eşi benzeri görülmemiş transferlerden birisi. İtalya Ligi orta sıra takımlarının golcüleri genelde ülke dışına çıkmazlar. Lucarelli 32 yaşında hem de Ukrayna gibi bir ülkeye gitmek için herhalde çok yüklü bir para almıştır. CL'nin de en kaliteli golcüleri arasına girer. Biraz onun biraz da fikstürün yardımıyla kayıpsız gidiyorlar. Benfica çok kötü kadroyla çıkmıştı, seyretmediğimiz için bilemiyorum ama bana normal geldi Shakhtar galibiyeti. Onlar da doğru planlamanın bir örneği olsa gerek. Bu şekilde giderlerse iyi para yapacak çok adam var kadrolarında. Milan da sağlam gözükmüyor. Celtic golden önce 2 dakika boyunca Milan ceza sahasında oynadı oyunu, göstere göstere attılar bir nevi.

Olympiakos Copa America'da parlayan Castillo'yu 15 mio'ya bozdurup dünyanın dört bir yanından adam topladı. Galletti, LuaLua, Kovacevic -Kayseri'ye gelmek istemiş de almamış başkan, bu da ayrı hikaye- ve Raul Bravo, hepsi iyi transferler. Werder zaferi CL tarihindeki ilk deplasman galibiyetleri olmuş. Çeyrek final oynamışlığı olan bir takım için ilginç bir istatistik. Kovacevic'in girdiği dakikadan itibaren maçın gidişatını değiştirmesi, Patsatzoglou'nun jeneriklik golü ve Raul Bravo'nun asistleri yansıdı ekrana. CL Fantasy kadrosu kurarken dudağımı uçuklattı bu kadro. Galibiyet sürpriz ama bundan sonrası sürpriz olmaz herhalde. Real Madrid maçlarından bir şekilde puan çıkarabilseler bile dışarda Lazio maçı var. Gruptan çıkmaları zor ama bu galibiyeti tarih yazacak. Bir adam satıp takım kurmanın zevki de bambaşkadır herhalde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder