11 Nisan 2008

Viaje al paradiso -- 2 -- Merve Terzioglu Andorra Ingiltere

Espanyol’un evi, Montjuic denilen bolgede, hafif tepede. Mac icin ulkeye akin etmesi beklenen Ingilizlerin sayisi, Andorra’nin nufusuyla kaydadeger bicimde oranlandirilabilecek duzeyde oldugundan, Ingilizlerle mac izleme sansina da eristim, bu seyahatim sirasinda. Hayal ettigim seylerden bir digerini daha sundu Barcelona, bana. Bosuna cennet demiyorum, adina.

Cennet demisken, kisa bir not duseyim: Guncel haberleri buraya gunu gunune dusecek kadar motivasyon ya da azme sahip bir grup degiliz; ancak bu haberi gecmek boynumun borcu. Turkiye rekortmeni, henuz 87’li, gencecik Merve Terzioglu’nu Amerika’da kaybettik. Bir sekilde tanisikligimin oldugu insanlarin pisi pisine oluyor olmasi sinirimi bozuyor; ancak beni daha da uzen, senelerdir ne yaptigiyla ilgili en ufak bir fikrim olmayan bir insanin, tam da niye fikrim olmadigini sorgulamaya basladigim bu donemde aramizdan ayrilmis olmasi.Mekaninin cennet oldugundan eminim. Basimiz sagolsun.

Olimpiyat Stadi’na cikarken, Placa Espanya’nin onunden kalkan otobusleri kullanabilirsiniz, yurumek de cok zahmetli bir is degil; ancak Ingilizler varsa isin icinde, binin otobuse. Tezahuratlarla pek bir eglenceli baslayan otobus yolculugu ki, bes bilemediniz alti dakikalik bir yolculuk, birkac kisinin uzerimdeki Galatasaray formasindan killanmasi dolayisiyla tatsiz bir hal almak uzereydi. Leeds’li oldugunu kisa zaman icinde ogrenecegim adamlarla biraz laf dalasina girdim, Ingiliz aksanlarina laf yetistiremedigim icin bir takim kufurleri cevaplandiramadim; ancak sarhos bir Ingiliz de, kafasi guzel Afrikalı bir serseri de Turkiye pasaportundan korkar, bunu delikanlilik safsatasi olarak algilamayin; hakikaten bu is boyle. (Ayni pasaport bambaska konularda cok sorun cikartir, o is de oyle.)

Yaninizda Ingiltere 11’inden 5-6 oyuncuyu sektirebilecek derecede bir futbol bilgisine sahip bir Brezilyali ya da butun serserilik gecmisine ragmen, kusursuz bir duzenden gelen Norvecli bir arkadasiniz varsa, biletlerinizin uzerinde farkli giris kapilari, farkli koltuk numaralari vs. yaziyorken sazi elinize almalisiniz. Babamin omuzlarinda gittigim ilk Petrolofisi macindan itibaren, hicbir hal ve sartta biletimde yazan yere oturmadim, kimse bana “kardesim ne ayaksin” demedi ve ben de hicbir zaman bunu talep etmedim. Stada girmek ya da oturacak bir yer bulmak, arkadaslarimin dusundugunden cok daha kolay oldu, sanki 1 milyon tane varmis gibi gozuken sarhos Ingiliz guruhuna ragmen.

Ingilizlerin alkol kullanimiyla bir alip veremedigim yok; Liverpool ya da Who the fuck are Man United icin buraya geldiklerinde de ayni mekanlarda bulunmuslugum, bahsettigim mactan bir gece once Las Ramblas’da bagira cagira kadeh tokusturmuslugum vardir. Ancak, ben periyodik olarak her maca kor kutuk sarhos olarak gitmeye karsiyim. Sonucu asagi yukari belli Andorra macina verdikleri bilet parasi yerine, sehirdeki en sik pub’a oturup yaklasik 6-7 tane daha bira yuvarlayabilir ve maci da seyredebilirler. Bir gun birisinin bunu dillendirmesi lazim.

Macla ilgili soylenecek pek bir sey yok, Ingilizler ne zaman vites arttirsa rakip kalede tehlike yaratmayi becerdiler, Andorra birtakim temel özelliklerden yoksun; ancak kisitli potansiyele ragmen bazi surpriz sonuclar almaya basladilar, eleme gruplarinda.

Olimpiyat Stadi; en ufak bir mimari etkileyiciligi olmayan, buyuklugunden baska ovunulecek bir yani olmayan bir tas yigini ve sehre pek yakismiyor; ancak Espanyol’a cok yakisiyor, ev sahibi avantajini tam olarak kullanmalarina izin vermese de sehre bu kadar zit bir mimari yapida ikamet etmek, Espanyol’un aykiri durusuna cuk oturuyor, bence. Iletmem gereken bir diger not da daha once mac izledigim diger Olimpiyat Stadi gibi Montjuic’teki de inanilmaz ruzgar aliyor. Birgun yolu dusecekler, hazirlikli gitsinler.


Donus yolunda, metroda inanilmaz bir kalabalik vardi. Yine pasaportunuzun sizi ister istemez on plana cikaracagi durumlardan biri. Sami Yen’deki her mac cikisi ayni seyi yasayan biri olarak, yine zorluk yasamadigim alanlardan biri oldu, metroya ulasmak. Isin sirri dirsekleri kullanmak da.

Ingilizlerle mac izlemek tam da hayal ettigim gibi degildi. Mac cok yavandi ve one cikan tezahuratlar duyabilmek icin yeterli kalabalik da yoktu. Mactan aklimda kalan tek tezahuratla bitireyim, umarim Capello’ya yardimci olabilirim.

One David Beckham
There is only one David Beckham
One David Beeeckham
There is only one David Beckham

1 yorum:

Beercholic dedi ki...

benimde en büyük hayalim bir gün ingilizlerle özellikle upton parkta bir maç izlemek, güzel yazı olmuş eline sağlık..