19 Mart 2008

Olimpiyat Efsaneleri #1


Dünyanın -gelmiş geçmiş- en iyi 1500 metre koşucusu olarak kabul edilen Hicham El Guerrouj, olağanüstü yeteneğine, kırdığı rekorlara ve madalyalarla dolu kariyerine rağmen olimpiyat zaferi yaşayamamış bir efsane olarak gelmişti Atina'ya. Biraz şanssızlık, biraz psikolojik olarak açıklamaya çalışsak da; El Guerrouj'un 1997'den 2003'e kadar elinde tuttuğu dünya şampiyonu ünvanlarına rağmen kaybettiği dramatik olimpiyat finallerini, o finallerin kendisinden daha iyi anlatmaya kimsenin kalemi yetmez.


1996 yılında, Atlanta'da, o zamanlar 22 yaşında olan El Guerrouj Cezayir'li efsane Noureddine Morceli'nin varlığına rağmen favoriler arasında gösteriliyordu ve kendisi de şampiyonluğa hayli inanmıştı. Fakat Morceli'yi alt etme motivasyonu o kadar ağır bastırmıştı ki, yarış sırasındaki iki sendeleyişinin ikincisinde Morceli'nin omuzlarına devrilmek kaderi oldu. Tam son tura girerken, gongdan hemen önce yaptığı atakla Morceli'nin arkasından ikinciliğe yerleşmesiyle birlikte rakibinin ayağına basıp tökezleyince arkadaki diğer yarışmacıların önüne yuvarlandı. Morceli ufak bir denge kaybıyla hadiseyi atlatırken, El Guerrouj hedefindeki adam Morceli'nin -biraz da kendi yardımıyla- altına koşusunu izlemekle kalmiyor, doğrulup 12. olarak bitirdiği yarıştan sonra kaderine gözyaşı döküyordu.


O yarış sonrasında ve 2000 Olimpiyatları'na kadar geçen sürede Hicham sadece bir yarış kaybetti ve 1500 metrenin tek ve rakipsiz koşucusu olarak kitaplara ismini yazdırdı. Kafasında ülkesinin geleneksel şapkası olan fes ile verdiği röportajlarda sadece olimpiyat madalyasını değil, 1500 metrenin yenilenmiş rekorunu da aynı yaza sığdırmak istediğini, 2004 olimpiyatlarında da 5000 metreye geçebileceğini anlatıyordu gülerek. Belki de spor tarihinin en sempatik ve mütevazı sporcularından birinin bu kendine güveni yukarıda birileri tarafından fazla abartılı bulunmuş olacak ki, El Guerrouj, hem de hiç beklenmedik bir rakibe, bir olimpiyat altınını daha kaptırdı. Bu isim, 1998 yazında kırdığı 3.26:00'lık unutulmaz 1500 rekorunda bir nevi tavşanı olan Kenya'lı genç yetenek Noah Ngeny idi. Bir sene önce Dünya Şampiyonası'nda geride bıraktığı Ngeny'i hiçe sayarak son turu hep önde götüren Hicham son düzlükteki sprinte karşılık veremedi ve çizgiyi geçerken rakibine attığı bakışla hafızalara kazındı.


2004 Olimpiyatları'nın başka olacağı belliydi, herkes öyle olacağını düşünüyordu ve temenni ediyordu aynı zamanda. 1500 metre finalinde Ngeny'nin yokluğunda son 2 turu müthiş bir tempoda koştu ve kendisini yenmiş nadir atletlerden, aynı zamanda olimpiyatlardan bir kaç gün önce onun yıllar süren yenilmezliğine nokta koyan Bernard Lagat'ı geride bırakarak altını aldı. Asıl şovu ise 2000 olimpiyatlarından önce koşacağını açıkladığı 5000 metre finaline saklamıştı. Dönemin en formda atleti, 10000 metre finalinde efsane Gebrselassie'yi geçen dal rekortmeni Bekele ile dillere destan bir final koştular. Yarışın ilk kısmında üç Etiyopta'lı arasında kendine güzel yer edinen ve grubun korunaklı koşucusu olan Hicham, ikinci kısımda sekiz kişiye inen grubun uzun mesafeciler tarafından iyice forse edilen temposunu kaldırdı ve son düzlükteki inanılmaz sprintiyle yarışı kazandı. O dizleri üzerinde gözyaşlarını serbest bırakırken bizler de televizyon karşısında ağlamaklı olduk, efsanenin taçlanışını izlerken. Böyle bir sonu, hem de o mesafenin tek ismi olarak gözüken Bekele'ye karşı oynaması unutulmazlar arasına adını yazdırdı.

Olimpiyatların ardından bir daha uluslararası yarışmalara katılmadı ve bir süre sonra da emekliliğini açıkladı.

Hiç yorum yok: