30 Haziran 2009

Federer aynen devam


Federer, bir kez daha ortada gözüken bir maçın birkaç kritik puanını çok iyi oynayarak, set vermeden turu geçti. Söderling'in performansı, skorun gösterdiğinden bir hayli yüksekti aslında. Federer'in çimde iyice mükemmelleşen servisi karşısında çaresiz kaldı ama istikrarlı oyunu sayesinde son iki seti tie break'e götürmeyi başardı, toplamda da 16 oyun alarak üç setlik bir maç için direncinin bir hayli yüksek olduğunu ispatladı.

Söderling'in ve o kalibreye sahip başka tenisçilerin Nadal ve Federer karşısındaki performanslarını masaya yatırmak, Federer'in neden gelmiş geçmiş en iyi olduğuna dair sağlam ipuçları verecektir bize.

Söderling'den başlayalım. Tamam Nadal sakattı, dizleri tam anlamıyla işlemiyordu; ancak bir yandan da maç topraktaydı ve rakibinin kariyerindeki en iyi RG derecesi bir önceki sezon çıktığı üçüncü tur idi. Söderling'in turu geçmesinde Nadal'ın sakatlığının payı vardı ama bir önceki turda Hewitt'i korta gömen de aynı adamdı. Söderling iyi bir geri çizgi oyuncusuydu, sağlam ve istikrarlı bir oyunu vardı, Nadal'ın uzattıkça uzattığı rallileri ondan daha büyük bir sabırla oynayarak kirişi kırdı. Nadal'ın sabrı ve winnerları çevirmekteki inadı, Federer'i yenme arzusuyla birleşince yenilmesi güç bir birleşim oluyor ama aynı sabrı birinci sınıfın dışındaki tenisçilere zaman zaman sergileyemiyor. Bu sebeple Federer sürekli Grand Slam'lerde final oynarken, Nadal geçen sezon dışında bazı turnuvaları önceki turlarda kaybedebiliyor.

Federer, özellikle geri çizgiyi seven oyunculara çok yönlü kalıyor, kısa toplarla akıl almayan kesmeleriyle maçı zora soksa da çevirmeyi başarıyor. Nadal da başarıyor tabii ama zaman zaman maçlarda çok düştüğünü de görebiliyoruz. Özellikle de set verdiği maçlarda.

Bu maç, Federer'in Söderling karşısındaki derecesini 11-0'a getirdi. Bu derece üzerine, maçtan sonra Söderling'e tenis dışında herhangi bir sporda Federer'i yenip yenemeyeceği soruldu. Cevap olarak maraton demiş, güçlü bir adam olduğunu ve maraton koşarlarsa Federer'i kolayca geçeceğini söylemiş. Ben paramı Roger'e koyarım, baba.

3 yorum:

ege dedi ki...

nadal roland garrostan yaklaşık 3 hafta önce soderlingle roland garrosa göre daha hızlı olan ve şampiyon olduğu roma toprağında kaşılaşmışlardı. maçın ilk oyununu soderling almıştı.daha sonra nadal geriye kalan tüm oyunları yani üst üste 12 oyun alarak 6-1,6-0 maçı kazanmıştı. soderling kötü değildi o maçta, roland garrostaki gibi etkili vuruşları vardı, ama en önemlisi nadal kendi özelliklerini korta yansıtabilecek durumdaydı.

aslında her şey romadan sonraki ve RG dan önceki turnuva madridin yarı finalinde belli olmuştu. nadal ve djokovic sağlık molaları almak zorunda kaldıkları 4 saati aşkın süper bir maç oynamışlardı. önceki haftaların getirdiği yorlunlukla birlikte sonrası malum..toprak sezonunu domine eden iki oyuncu RGda erkenden elenip gittiler.

sedat dedi ki...

ya ben pek katılmıyorum yazıya.

öncelikle aynı turnuva içerisinde de olsa iki oyuncunun, yani federer ve nadal'ın, aynı oyuncuya, yani söderling'e karşı yaptığı maçlar bize ancak o maçlardaki oyun planları arasındaki farklılıkları gösterebilir. buradan yola çıkıp federer'İn neden efsane olduğuna bağlayamayız bence.

ikinci durum, maç toprakta da olsa nadal'ın sakatlığı çok önemli bir durumdu o maçta. söderling'in çıkışı tabi ki yadsınamaz, ama bu zamana kadarki rg'lardaki adam da değildi. tenis dünyasında bi coach of the year ödülü olsa, magnus norman'a verirdim heralde. söderling mesela tipik bir geri çizgi oyuncusu da değil. agresif bi baseliner diyebiliriz. sabırdan ziyade ilk fırsatta winner'a giden bir maç çıkardı bu agresifliğini maç boyu koruyarak. nadal'ın dizleri işte burada iflas etti.

nadal ne kadar büyük bir oyuncu olsa da, kendine o kadar büyük güveni var ki, güç tasarrufu konusuna gereken önemi veremiyor. daha doğrusu, fit olmadığı zamanlarda, oyununu ona göre adapte edemiyor.

yine katılmadığım bir diğer nokta, federer'in devamlı final oynayıp, nadal'ın oynayamamasının cevabı, kesinlikle nadal'ın başlatı adamlara karşı olan sabrıyla alakası yok. ki zaten nadal'ın en büyük özelliği o zaten. neden böyle düşündüğünü anlayamadım. nadal oyununu toprak korttan çıkarıp, diğer gs'lerde de contender haline geleli sadece 1-2 sene oldu. bu da çok önemli, çünkü bana göre senin düşüncenin aksine, toprak dışı gs'lerde vasat bir servisle ve puan süresi oyun yapısı gereği uzun olan bir stille bu aşamayı yapması oldukça zor ve yıpratıcı bir hadise. zaten olması gerektiğinden biraz daha fazla kilolu olduğu ve bunun da ilerleyen yıllarda özellikle diz konusunda sıkıntı çıkarabileceği hep konuşuluyordu, ben de geçen sene bloga yazmıştım sanırım.

verde dedi ki...

aksine, ben nadal'ın federer'e çok yakın bir oyuncu olmasına rağmen, neden onun kadar başarılı olmadığına dair bir ipucu olarak yazdım onu. sakatlık muhabbetinden ayrı bir değerlendirme bu, sakatlığın etkisinin ne olduğunu roland garros'la ilgili postumda yazmıştım zaten.

yazıdan büyük çıkarımlar yapmaya gerek yok. gözüme çarpan bir detaydı zaten, sadece bu maçla değil, geride kalan pek çok son dönem nadal maçlarını da izleyerek yaptığım bir tespit ki nadal'ın da en istikrarlı dönemi son dönemi. sakatlık nadal gibi her sporcunun başına gelebilecek bir olay, bir şekilde, bu sebeple neden gerçekleştiğine dair kafa yormaya gerek yok bence. nadal federer'e karşı tutturduğu konsantrasyonu bütün maçlarda tutturmaz, federer ise her maçta bölüm bölüm en iyi tenisini oynar. benim gördüğüm bu.